Bebeklerde işitme kaybı yaşanması, doğumda karşılaşabileceğiniz sıkıntılı durumlardan bir tanesidir. Özellikle bebekler söz konusu olduğu zaman, anlaşılabilmesi güçleşen işitme kayıpları, gözlenmesi güç bir durum olduğundan ötürü, bebekte bir takım konuşma ve dil gelişimi geriliğine yol açabilmektedir. Yeni doğan bir bebeğin işitme kaybıyla dünyaya gelmesi binde bir ile, binde üç arasında yaşanmaktadır. Bu oranla yeni doğan bebek yoğun bakım ünite bölümlerinde daha sıklıkla karşılaşılmaktadır.
Ailede çocukluktan kalma işitsel kayıpların olması, annenin hamilelik esnasında bir takım ilaçları kullanması, anne ve baba arasında akrabalık, doğum esnasında bebeğin oksijensiz kalması veya solunum zorluğu yaşaması, doğduğunda kilosunun 1,5 kilodan az olması, doğduğunda yeni doğum yoğun bakım ünitesinde kalması gereken durumların görülmesi, doğum sonrasında sarılık değerlerinin fazlalığı, doğduğunda kulak şeklindeki bazı anormalliklerinin fark edilmesi, bazı ateşli hastalıklar geçirmesi, bebeğe verilen bir takım ilaçları kullanması bu işitme kayıplarına sebep olabilir. Bu durumlardan birinin veya bir kaçının bebeğinizde görülmesi, bebeğinizin risk altında olan kişilerden olduğunu göstermektedir.
Bebeklerde işitme kaybı nın olup olmadığının erken tanısının konulabilmesi için, Yeni doğan İşitme Tarama Programı yürütülmektedir. Bu amaçla yeni çocuklar doğduğunda ilk 24 saat içerisinde, işitme tarama testi yapılır. Uygulanan testlerin isimleri, Uyarılmış Otoakustik Emisyon ve İşitsel Beyinsapı Cevabı’dır. Bu testler tek olarak veya beraberce uygulanabilmektedir. İşitme taramasında iki farklı şekil kullanılmaktadır. Bunlar testler TEOAE (Transient Otoacouistik Emissions) ve DPOAE (Distortion Product Otoacouistik Emissions)’dir.