Kaçırdıysanız söyleyeyim, altın gümüşten çok daha nadir bulunur ve iki metal arasındaki arz-talep dengesizliği fiyat farkının büyük kısmını oluşturur.
Tarih boyunca çıkarılmış ve henüz çıkarılmamış olan tüm altının toplam 244.000 metrik ton ile üç olimpik yüzme havuzuna sığabileceği tahmin edilmektedir. Bunu, bugüne kadar çıkarılmış tahmini 1.74 milyon metrik ton olan gümüş ile karşılaştırın.
Yine de insanoğlunun altına karşı tutumu tuhaftır. Kimyasal olarak ilgi çekici değildir – başka herhangi bir elementle neredeyse hiç reaksiyona girmez. Yine de periyodik tablodaki 118 element arasında altın, biz insanların her zaman para birimi olarak kullanmayı tercih ettiği elementtir. Neden mi?
Altın, M.Ö. 550 yılında Lidya’da Kral Kroisos zamanında ilk kez çıkarıldığından beri insanlık arasında eşsiz bir yere sahip olmuş ve bir değer kaynağı olmuştur. Geçmiş medeniyetler altını ölümsüzlük ve aydınlanma gibi niteliklerle ilişkilendirmiştir ve günümüz toplumu da ister altın madalya için yarışmak ister ‘altın kural’a uymak olsun, altını hala mükemmelliğin bir sembolü olarak görmektedir.
Tanrılara armağan edilmiş, El Dorado gibi efsanevi altın şehirler yaratmış ve Kanada’dan Güney Afrika’ya kadar dünyanın dört bir yanında gerçek hayatta altına hücumlar yaratmıştır.
Dokunulduğunda yumuşak, tutulduğunda tatmin edici bir ağırlığa sahip olan altın, diğer metallere kıyasla bazı benzersiz niteliklere sahiptir; bunların başında yıkılmaz doğası ve esnekliği gelir. Kimyasal olarak inaktiftir, yani korozyona karşı dayanıklıdır ve binlerce yıl boyunca değişmeden kalabilecek kadar dirençlidir.
İyi bir termal ve elektrik iletkenidir. Son derece sünektir, yani kırılmadan gerilebilir ve çatlamadan ince tabakalar halinde yayılmasına izin verecek şekilde dövülebilir. Sadece bir gram altın dövülerek bir metre genişliğinde bir tabaka haline getirilebilir veya 165 metre uzunluğunda bir tel haline getirilebilir.
Altının yumuşaklığı nedeniyle, mukavemetini artırmak için genellikle gümüş veya bakır gibi daha sert metallerle alaşım haline getirilir. Altının saflığı karat cinsinden ölçülür; 24 karat %100 saf altına eşittir ve 18 karat altın, 1000’de 750 parça altın içeren gümüşle yapılan bir alaşımı temsil eder.
Araştırmacılar, Dünya’nın çıkarılabilir altınının, gezegenimiz oluştuktan 200 milyon yıldan fazla bir süre sonra Dünya’ya çarpan milyarlarca ton meteordan geldiğine dair kanıtlar bile bulmuşlardır. Bu hala tartışmalı bir teori ve henüz kanıtlanmış değil, ancak altının atalarından kalma modasına katkıda bulunduğu kesin.