Bu hayatta çok sevdiğim insanları hep geç tanıdım. Onlar hayatımda, hayatımızda farklılıklar yaratan insanlar olduğundan kendilerini geç gösterme lüksüne sahiptirler. Varsın öyle olsun. İşte onlardan biri de Onur Ünlü abimiz; benim gibi hep aynı şeylerden sıkılan bir adam. Ölüm resmen komik bir şey diyebilen bir adam. Bununla da kalmayıp biz insanların küçücük meseleler uğruna ne kadar anlamsızca korkarak, susarak yaşayabildiğimizi çekinmeden gösteren bir adam. Her filminin kendi içinde büyük bir çekiciliği olmasının yanı sıra tek hedefi evdeki ev hanımının dikkatini çekmek olan Türk dizi tarihimize müthiş bir iş armağan eden bir adam.
Bu yazıda abimizin resmen deli cesareti ürünü olup büyük ses getiren “Sen Aydınlatırsın Geceyi” filmini anlatacağım. Filmimiz önce ticari gösterime girmedi okul okul şehir şehir dolaştı kapısında kuyruklar oluşturdu, bilet bulamayanların sıkıntıdan uyutmadı, merdivenlerde oturup izlemeye razı ettiği bu film başka sinemayla sevenine büyük bir kıyak yaptıktan sonra şimdi de 18 Haziran’da gece yarısında 00. 15’te Star TV’de yayınlanacak, kendinize bir iyilik yapın ve Türk sinemasına bir armağan olan bu filmi kaçırmayın.
Filmimizin konusuna kısaca bir değinmek gerekirse dışarıdan baktığımızda küçük bir dünyaya sıkışmış olan bir kaç taşra insanımızın yer yer onlara dert olan süper güçleriyle aşklarıyla, birbirleriyle ve kendileriyle olan yaşam mücadelesi anlatılıyor. Somutlaştıralım mahallenizdeki Bakkal Hüseyin’in cisimleri yönetebildiğini düşünün ama Bakkal Hüseyin yine Bakkal Hüseyin. Evine gidecek portakal soyup hanımının zorla izlettiği diziye bir göz atıp orada uyuya kalacak.
Filmin siyah beyaz olmasının filme kattığı masalsı havayı es geçmek olmaz ki burada herkesin cesaret edemeyeceği bir durumun altından ustalıkla kalkmasından dolayı yönetmeni bir kez daha tebrik etmek lazım. Filmde her ne kadar süper güçleri olan insanlar anlatılsa da o insanların bizden birileri olması sizi hikayenin tam ortasında bağdaş kurup olaylara tanık olmanızı sağlıyor.
Her biri katmanlı ve sağlam bir şekilde yaratılmış karakterler ise son zamanların en başarılı oyuncuları tarafından hayat buluyor. Filmin kadrosu zaten tam olarak rüya kadro ama burada oyuncuların çoğunun çok sevilen bir absürt komedi dizi oyuncuları olması yer yer anlamsızca sizde bir tebessüm oluşturuyor. Fakat filmin komedi dozunun hakkını yememek lazım özelikle cemal ve Yasemin’in çay bahçesindeki ilaç içme sahnesinde güldüğüm kadar herhangi bir ben komedi filmiyim diyen bir filme gülmemiştim.
Kuşkusuz ki kendine has çekim planları bu filmde de karşımıza çıkıyor ve filmin eşsizliğine eşsizlik katıyor, sakinliğini koruyan çekim planları karakterlerin tekinsizliği ve absürtlüğü arasında kendine yer buluyor.
Filmde iki kere dönen iki şarkının filme katkısı ise gerçekten muazzam hele ki Mreyte Ya Mreyte adlı şarkı siz filmden çıktığınızda peşinizi bırakmıyor hatta filmi izlememin üzerinden aylar bile geçmiş olsa bu yazıyı yazarken dahi tekrar tekrar kendini dinletiyor. Yaratıcısı bu şarkıyı bu film için yapsa bu kadar yakışırdı.
Final sahnesi ise filmin yarattığı absürt havaya ve filmin mottosu olan ‘İnsan endişeden yaratılmıştır’a laaps diye oturmuş.
Toparlayalım, film gerçekten sinemamız için büyük bir nimet olmakla beraber geleceğin yönetmenlerine büyük bir ilham kaynağı olacaktır. Eğer isterseniz yapabilirsiniz koşullar ne olursa olsun, taşrada yaşayan süper kahramanlar yaratabilirsiniz.
Onur Ünlü abimizin kendi sinemasının en ustalık işi olan ve masalsı anlatımıyla kendini unutturmayacak bir filme imza attığı için tekrar tebrik ediyorum.
Bu arada “Hatırlattın da Haziran Sonunda Çocukluğumu Yakalım”
“Sen Aydınlatırsın Geceyi”
Kim Çekmiş: Onur Ünlü
Kim Yazmış: Onur Ünlü (Abimiz aslan gibi bir şairdir de)
“Bizim Taşramız, Bizim insanlarımız ve Bizim Süper Kahramanlarımız”