Eski Danteller Modern Evler
Hepimizin evlenirken sandığımızın içinde olmazsa olmazdır danteller. Annelerimiz ne hayallerle
yapar, bizler sandıkta fazlalık olarak görürüz. Dantelin her oda için farklı sayılar ve farklı modellerde
olduğunu, annem elinde kocaman bir bohçayı bana getirdiğinde öğrendim. Evlenmeme çok az bir
zaman kalmıştı ve ben, bana göre daha önemli olan ev ihtiyaçlarımı karşılamaya çalışıyorken, annem
her ihtiyacıma farklı dantel modelleriyle çözüm buluyordu. Mutfak tepsisinin üzerinden tutun, bardak
altlıklarına kadar hatta ekmeklik üzerine bile mevcut dantelleri vardı. Onu kırmak istemediğimden
bunları kabul etsem de kullanmayacağımdan adım kadar emindim. Modern dizayn edilmiş evime
tarih sayfalarından kalan dantelleri kullanamazdım.
Dantelleri o an için kabul edip, giysi dolaplarımdan birinin içine attıktan uzun süre boyunca yüzlerine
bakmadım. Günlerden bir gün, evimle ilgili hobi geliştirme isteği hissetmiştim. Tanıdıklarımın
evlerinde, el emeği ile yaptıkları benimse hiç aklıma gelmeyecek dekorasyon ürünleri görüyordum. Bu
da bende, Neden bunlardan benim evimde de olmasın? Düşüncesini uyandırdı. Yaşam alanıma kendi
ev emeğimi katmak beni hem çevreme karşı gururlandıracak hem de özgüvenimi artıracaktı. Evde
dolanıyor yenilenecek malzeme arıyordum. Giysi dolabımın içine bakınırken, annemin verdiği
dantelleri gördüm. Yapboz gibi küçük ve oldukça fazla parçaya sahipti. Uzun süre dantelleri nasıl
değiştireceğimi düşündüm durdum. İnternetin sayfalarında gezinip, değişik fikirler aradım. Sayfanın
birinde, dantellerle yapılmış kullanışlı çeşitli dekorasyon fikirleri gördüm. Çok heyecanlanmıştım.
Hemen aradığım malzemeleri bulabileceğim bir markete gidip, kumaş boyası satın aldım. Sonrasında
dantellerin belirli sertliğe ulaşması için kolalamak olarak tabir ettiğimiz, kumaşlara sertlik veren
nişasta kolasından aldım. Benim işlemim için en uygun olanın nişasta olacağını söylediler. Ve tabi ki
birde tığ. Eve döndüğümde yerimde duramıyordum. Beğenmediğim, eskilerde kalması gerektiğini
düşündüğüm dantellerin başında elimde tığ ile oturuyordum. İnternet sağ olsun çeşitli videolar
izleyerek tığ kullanmayı ve zincir atmak diye tabir edilen şeyi kısa sürede öğrendim. Üstelik bunu
yapmak bana keyif bile verdi. Özellikle benim gibi çalışan kadınların birçoğu dikişten pek anlamıyor,
önemde vermiyor. Aslında bunun bilinmesi gereken bir şey olduğunu da bu sayede fark ettim. Önce
dantellerimi aldığım kumaş boyasıyla boyadıktan ve kurumasını sabırsızlanarak bekledikten hemen
sonra tığ yardımı ile şekillerine ve modellerine bakmaksızın uçlarından birleştirdim. Ardından da
kolalayarak sertliklerini sabitledim. Yemek masamın üzerindeki satın aldığım ve artık pekte
beğenmediğim masa örtülerimi kaldırıp bir köşeye attım ve yeni yaptığım mor renkli, uzun, değişik
şekillerde ve modellerdeki dantellerimi runner gibi masanın bir ucundan diğer ucuna kadar serdim.
Üzerine de harika çiçeklerimi koyunca evim eskisinden daha bir güzel oldu sanki.
Şimdilerde evime gelen arkadaş ve akrabalarıma uzun uzun bunu nasıl yaptığımı anlatıyorum.
Dantellerimi attığım dolapta artık eskiden satın almış olduğum sofra örtüleri duruyor. Artan
dantellerden aynı olanları uçlarından kocaman bir çember olacak şekilde birleştirip farklı renk kumaş
boyasıyla boyayarak aynı işlemi uyguladım. Gün içerisinde canımın istediğini seriyor ve sergiliyorum.
Verdiği dantelleri nasıl değerlendirdiğimi göstermek için annemi çağırdığımda yüzünde kocaman bir
şaşkınlık ifadesi oluştu. El emeği dantellerini boyadığım için şaşırdığını söylese de, eminim yaptığım
işe bayıldı. Ev hobisi geliştirmek için girdiğim bu yolda, hiçbir şeyin atık olmadığını, doğru gözlerle
baktığımızda harika işler ortaya koyabileceğimizi anladım. Artık her gün yaşadığım, baktığım evimi
daha fazla inceliyor, kullanma ömrü biten her eşyamdan yeni fikirler bulmaya çalışıyorum. Bu beni
hem eğitiyor hem geliştiriyor hem de anneme her gün dantelleri getirdiği için teşekkür etmemi
sağlıyor.