Hydrogen

Hydrogen, kalıplara dayalı programlama yapılabilen ve harici bir MİDİ klayve ile de kullanılabilen, sentezleyici yazılımıdır. Şarkınızın davul partilerini bu yazılımlar oluşturabilir, dosyayı wav olarak dışarı aktarabilirsiniz.

“Hydrogen” paketini, pisi paket deposundan kurmak için Paket Yöneticisi’ni açıyoruz. Soldan “Çokluortam Uygulamaları”nı seçtikten sonra “hydrogen” paketini işaretliyor ve ardından sağ üst köşedeki “Paketleri Yükle” düğmesine tıkladıktan sonra gelen onay düğmesine tıklıyoruz ve paket kuruluyor.

Kuracağımız ikinci paket, 20 adet kadar farklı drum kit’leri (davul setleri’ni) içinde barındıran “hydrogen-drumkits” paketi olacaktır. Ana paketi kurduğumuz yolu izliyoruz.

Bu seçeneği tıkladığımızda 20 adet ayrı davul setini Hydrogen paketine kurmuş oluyoruz. Bu konuyla ilgili detayları metnimizin son bölümünde daha detaylı açıklayacağız.

Davul Makinesi?

Yıllarını popüler müziğe veren eskiler bilirler, meşhur bir Davul Makinesi vardı bir zamanlar. Hala da kullanılmaya devam ediliyordur mutlaka. BOSS marka ve DR-880 gibi modeli olan Davul makinelerinden bahsediyoruz.

Bu davul makinelerine ölçü sayısını kendimizin belirleyip, bize ipucu verecek adlar vererek kaydedebileceğimiz,“pattern” adı verilen, “kalıp” olarak dilimize çevirebileceğimiz davul partileri yazılırdı. Sonra bu davul partileri bir “şarkı”nın içinde kullanılacak şekilde sıraya dizilirdi. Örneğin, parçamızın bir giriş kısmı varsa, burada davulun çalacağı “pattern”e “intro” adını verirdik, sonra şarkının “A” bölmesinde kullanacağımız “pattern”e “A1” adını verirdik. Ve bu “pattern”ler parçanın yapısına göre sıralandıktan sonra, bunları yazmaya başlardık.

Makinedeki yazım işlemi şöyle yapılırdı:

Önce ad veya kod vererek oluşturduğumuz “pattern”in davul partilerini, makinedeki her bir tuş davulun bir parçasına gelecek şekilde ayarlandığından, metronomu dinleyerek çalmaya ve kaydetmeye başlardık. “Pattern” yazımı bittikten sonra, sıra yazdığımız “pattern”leri programlamaya gelirdi. Örneğin “A1” pattern’i kaç kez tekrarlanacak, sonra hangi pattern gelecek ve o kaç kez tekrarlanacak ise, bunların sıralamasını makinede “Song” moduna geçerek hazırlamaya başlar ve sıralamayı bitirirdik. Bu işlemin sonunda, şarkımızın davul partisi hazır hale gelirdi.

Hydrogen Davul Makinesi

Hydrogen uygulaması bir önceki bölmede açıkladıklarımızı bilgisayar ortamında yapmamıza olanak sağlamaktadır. Program açılışında zaten bu uygulamanın “Advanced Drum Machine – Gelişmiş Davul Makinesi” olarak adlandırıldığını görüyoruz. Uygulamamız kurulduktan sonra, başlatmak için Pardus menümüzün “Programlar-Çokluortam” kategorisine gidiyor, “Hydrogen (Davul Seti”ni seçiyoruz ve uygulamamız açılıyor.

Uygulama açıldığında, karşımıza siyah bir fon üzerinde, birbirinden farklı pencerelerin iç içe gözüktüğü bir ortam gelmektedir.

Bu pencereleri açıklamaya, uygulama penceresinin en altından başlayalım. Bu pencerenin solunda, parçamızın Saat(HRS), Dakika (MSN), Saniye (SEC) bazındaki sayacını görmekteyiz. Onun yanında, parçayı ileri, geri, başına, sonuna almaya, çalmaya, durdurmaya hizmet eden düğmeler yer almaktadır. O kısmın sonunda yer alan sağ ve sol ok işaretleri, “pattern” ya da “song”ın “loop” yani döngü içinde çalınıp çalınmayacağını ayarlamamıza yaramaktadır. Eğer “pattern” ya da “song” üzerinde çalışacaksak ve parçayı bu modlardan birinde dinlemek istiyorsak “MODE” düğmesinin üstünden bu seçeneklerden birini işaretlemek durumundayız. Hemen sağında BPM (Beat Per Minute), parçamızın metronom hızını ayarlamamıza yardımcı olmaktadır. Uygulama başladığında standart metronom hızı 120’dir. En sağda yer alan “MIDI-IN” düğmesine tıklarsak, patternleri harici bir midi klavye ile yazabiliriz. “CPU” ise bu uygulamanın işlemciyi ne kadar yorduğunu görmemize yarayacaktır.

“Pattern Editor”ile şarkımızın “pattern”lerini hazırlayabiliriz. Pencerenin yukarıda, solunda yer alan “PATTERN NAME” ile solda pattern sıra numarası, yanında Pattern adı vardır. “SIZE=8” ile ölçü sayımızı belirleyebiliriz. 4/4’lük bir ölçünün içinde 8 adet sekizlik olduğu için, SIZE=8, 4/4’lük 1 ölçü anlamına gelmektedir. Ölçü sayısını bu değeri değiştirerek arttırabiliriz. Örneğin 4/4’lük 2 ölçü yazmak istiyorsak, bu değeri 16 olarak değiştirmemiz gerekir.

Yanındaki “RESOLUTION=8” ise, gireceğimiz en küçük nota süresini anlatmaktadır. Eğer 16lık nota süreleri girecek ise, bunu 16 olarak değiştirmemiz gerekmektedir.

En sağdaki “RECORDING” kısmında ise, “pattern”in kaydı ile ilgili işlemleri yapabiliriz. En soldaki seçili düğme, midi klavye ile loop şeklinde giriş yaparken her girdiğimiz notayı duymamıza imkan tanıyor. Ortadaki kırmızı düğme ile üzerinde çalıştığımız “pattern”i kaydedip, kaydetmeme seçeneğini kullanıyoruz. En sağdaki “Q” işareti ise, “Quantize” anlamına gelmektedir. Quantize işlemi, girdiğimiz notaları metronomu dinleyerek kaydederken, çalışımızdaki küçük gecikmeleri tam yerine oturtmayı sağlamaktadır.

Pencerenin sol ortasında, davulun her bir aygıtını soldan sağa yatay adlarla görmekteyiz. “Kick”in altındaki kısım ise, “velocity” olarak adlandırılan, girilen her bir notanın çalma gücünü ayarlayabileceğimiz yerdir.

“Song Editor”, yazdığımız “pattern”lerin hangi sıra ile kaç kez tekrarlanarak çalınacağını programlayacağımız bir düzenleyicidir. Pattern’in adını değiştirmek istiyorsak, solundaki ok ile seçilmiş olan “pattern”in üzerine gelip çift tıklayarak ona yeni bir isim verebiliriz. Soldan sağa doğru ölçüler yer almaktadır. Her 5 ölçüde bir rakam yazılmıştır. Yukarıda sol başta yer alan “CLEAR” düğmesine tıklayarak, seçili olan pattern silinebilir. Üst ok-Alt ok düğmesiyle, patternler arasında yukarı-aşağıya gidilebilir.

“Mixer” kısmında, davulun her bir aygıtının ses şiddetini, kendi içinde dengeleme şansımız var. Her davul seti yüklendiğinde, mixer’deki ayarlar farklı olarak hazırlanmıştır. “MASTER” Volüm düğmesi ise, davulun genel olarak toplam ses şiddetini ayarlamamıza imkan vermektedir. “HUMANIZE” düğmesindeki oranı arttırdığımızda, davulu sanki makine değil de, gerçek bir insan çalmış gibi duyulmasına olanak tanınmış olur. Yani davulu “İNSANLAŞTIRMA” işlemi yapılır. “VELOCITY”ile seslerin iç şiddetinin ayarlarının daha da öne çıkmasını sağlarız. “SWING” ile çalmada, hafiften bir kayma sağlanır. Alttaki “PEAK” düğmesi seçili ise, ses gücünün anlık bozulmaları önlenmiş olur. “FX” ile, davul partisine ses efektleri verilir.

Menüleri Tanıyalım

“File” menüsünde, dosya işlemleri yer almaktadır. Uygulamanın olanaklarını daha iyi tanımak isterseniz, “Open Demo” ile, uygulama ile birlikte gelen yüklü parçaları açıp dinlemenizi tavsiye ederim.

“View” ile ekranda hangi pencerelerin gözükeceğini ayarlayabilirsiniz.

“Help” menüsündeki “User manual” ile kullanıcı kılavuzunu okuyabilir,”About” ile uygulamanın programcılarını tanıyabilirsiniz.

Bir Uygulama Örneği

Bir örnek çalışma yapmak amacıyla, basit bir pattern oluşturduk. Bunu oluştururken, girişleri fare ile yaptık. Aşağıdaki ekran görüntüsünde, pattern’i görebilirsiniz.

Daha sonra, “Song Editör”e geçtik ve bu “pattern”in 3 ölçü süreceği, çok kısa bir parça haline gelmesini sağladık.

Ardından, dosyamızı kaydetmek için “File” menüsünden “Save” seçeneğine tıkladık.

Dosyamıza, “OI-Tanitim” adini verdik ve uygulama, dosya adımızın sonuna, Hyrdogen şarkı formatı olan “.h2song” son ekini verdi. “Save” düğmesine tıkladık ve parçamız kaydedildi.

Parçamızı “Wav” dosyası olarak dışarı aktarmak istedik. Bunun için yine “File” menüsünden “Export Song” “Şarkıyı Dışarı Aktar” seçeneğini tıkladık.

Karşımıza çıkan pencerede “Export Filename” yazan seçeneğin “Browse” düğmesine tıkladık ve dosyayı nereye kaydedeceğimize karar verdik.

Daha sonraki aşamada, dosya adını “OI-Tanitim.wav” olarak verdik ve “Save” düğmesine bastık.

Bilgisayarımızın hangi klasörüne, hangi dosya adı ile kaydedileceği netleştikten sonra, “Export” düğmesine tıkladık. 100% görüldüğünde, dosyanın aktarımının tamamlandığını gördük.

Dosyalarımızın durumunu incelemek için klasörümüzü açtık ve dosyalarımıza göz attık.

Wav dosyamızı mp3 dosyasına dönüştürmek istiyorsak şunu yapabiliriz. Audacity uygulaması bilgisayarımızda yüklü ise, Wav dosyamızı Audacity ile açabilir ve Audacity’nin “File” menüsünüden “Export to Mp3” seçeneğini işaretleyerek, dosyamızı Mp3’e çevirebiliriz.

Bu tanıtım yazısı için hazırladığımız dosyaları uygulamayı kurduktan sonra incelemek isterseniz, aşağıdaki linklerden dosyaları yükleyebilirsiniz.

“OI-Tanıtım” Hydrogen Dosyası
“OI-Tanıtım” Wav Dosyası

Davul Setleri

Tüm çalgılarda olduğu gibi, farklı marka ve modellere sahip davullar vardır. Uygulamanın ardından yüklediğimiz “hydrogen-drumkits” bizlere, parçamızı farklı marka ve model davul setleriyle hazırlama ve/veya farklı müzik türlerinde kullanılabilecek davul setlerini kullanma imkanı vermektedir.

Şarkımızı yazmadan önce farklı bir davul seti yüklemek istiyorsak, menüden “View-Show Drumkit manager” seçeneğini tıklıyoruz.

“Drumkit manager” açıldığında, pencerede davul setlerinin adları ve her bir davul seti ile ilgili olarak, sağda “Info” başlığının altında, bu davul seti hakkındaki küçük bilgiye ulaşabiliriz. Böylece, davul setini yüklemeden önce, onun hakkındaki kısa tanım sayesinde aradığımızı daha kolay bulabiliriz.

Davul çalmaya meraklı gençler ve daima genç kalanlar, davul çalma heveslerini bu uygulama ile biraz olsun giderebilirler.

Kolay gelsin.

Celestia

Celestia yazılımının ne işe yaradığına geçmeden önce bu yazılımla ve benimle ilgili ufak bir hikaye anlatacağım. Umarım sıkılmazsınız. 🙂

Hatırlarsanız 1966 yapımı ve dünyada çok popüler olan bir Uzay Yolu (Star Trek) filmi vardı. (Serinin ilk filmi) Bu filmde herkesin bildiği gibi Atılgan isimli bir uzay gemisi ve uzay gemisini yöneten Kaptan James T. Kirk (William Shatner) bulunuyordu.

İşte ben çocukken kendimi kaptan Kirk’ün yerine koyup evrenimizi gezip görmek ve bilinmeyene yolculuk yapmak istiyordum. Bu bir çocukluk hayaliydi ve gerçekleşmesi imkansız gibi görünüyordu. İşte bu imkansız isteği Celestia bir nebzede olsa da giderdi. Bu nedenle bu yazılımın geliştiricilerine kendi adıma teşekkür ediyorum.

Celestia Nedir?

3 boyutlu ve gerçek zamanlı (real time) bir şekilde evrenimizi gezip, görmemize yarayan bir uzay simülasyonudur. Celestia ile evrenimizde bulunan hemen hemen tüm gezegenleri, uyduları, galaksileri, meteorları, kara delikleri ve diğer gök cisimlerini hızlı bir şekilde görebilirsiniz.

* Celestia genel ekran görüntüsü. (İlk açıldığı andaki standart görüntü)

Uzayın Derinliklerini Keşfedin!

Yazılım ilk açıldığında resimde de gördüğünüz gibi karşınıza dünyanın uzaydan görünüşü gelecek. Dünyayı seçip işlem yapmak için farenizin sol tuşuna basıp select (seç) yazısına tıklayınız. Eğer seçim işlemini sorunsuz yaptıysanız ekranın sol üst köşesinde Earth (Dünya) yazması gerekiyor.

Earth yazsının hemen altında Distance (Uzaklık), Radius (Yarıçap) ve Apparent diameter (Çekim kuvveti) kelimelerini ve yanlarında yazan değerleri göreceksiniz. Uzaklık kısmında (örnek dünya için 31.891 km) km cinsinden seçtiğiniz cisme olan uzaklığınız görülmekte. Apparent diameter kısmında ise derece, enlem ve boylam bilgileri verilmekte.

Bir cismin üzerine tıkladığınızda gelen menüde yer alanlar;

* Select (Seç); Gördüğünüz cismi seçmenizi sağlar.

* Center (Ortala); Seçtiğiniz cismin tam orta noktasına götürür.

* Goto (Git); Seçtiğiniz cisme yakından bakmanızı sağlar.

* Follow (Takip); Seçtiğiniz cismi anlık olarak görüntülemenizi sağlar.

* Orbit (Yörünge); Seçtiğiniz cismin yörüngesini görüntüler.

* Info (Bilgi); Seçtiğiniz cisim hakkında bilgi verir.

Farenizin sağ ve sol tuşlarına basarak uzayda ilerleyebilir, istediğiniz cismi seçebilirsiniz. Üst menüde bulunan Back (geri) ve Forward (ileri) butonları ile bir önceki ve bir sonraki bulunduğunuz noktalara (zamanlara) gidebilirsiniz.

Görüntülediğiniz bir cismin fotoğrafını F10 tuşu ile ya da File/ Grab image menüsü yardımıyla çekebilirsiniz. Cesestia video çekmenize de izin veriyor. Ayrıca zamanı öne veya geriye alarak gök cisimlerinin hareketlerini de takip edebilirsiniz.

Uydunuzu Seçin

Celestia, bir gezegeni gezegen yörüngesindeki uydulardan anlık olarak izlemenize izin verir. Bunun için bir gezegen seçip farenizin sağ tuşuna tıklayın ve sırasıyla Satellistes (Uydular) / Uydu Adı / Goto (Git) seçeneğini seçin. Örneğin Mars’ı, Mars yörüngesinde bulunan Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesine (NASA) ait Mars Odyssey uydusundan izlemek için bu uyduyu seçebilirsiniz.

* Celestia için Mars Odyssey uydusundan alınan bir görüntü

Son olarak

Celestia yazılımı uzay ve gök bilimi ile uğraşanların mutlaka ilgisini çekebilecek bir yazılım. Görüntüleri almak için internet bağlantısını kullanıyor bu nedenle kotalı kullanıcılar çok dikkatli olmalı.

Ben bu yazıyı hazırlarken dünyaya çarpması muhtemel gök taşının koordinatlarını girdim (Google sağolsun) ve bana gök taşını gösterdi. Gerçekten muhteşem ötesi bir şey. Koordinat ya da isim girip arama yapabiliyorsunuz.

Yazılımın içerisinde gelen cisimler yetersiz gelirse ve ufkunuz daha geniş ise Celestia’nın sitesinden yazılıma yeni özellikler ve yeni cisimler indirip ekleyebilirsiniz. Celestia bu yönü ile de benzeri yazılımların oldukça önünde.

Benim en beğendiğim özelliği bulunduğunuz noktayı daha sonra tekrar görmek için gerekli bilgileri kayıt edebilmesi yani kendine has bir sık kullanılanları olması. Bu sayede kayıt ettiğiniz bir noktaya istediğiniz zaman tekrar ulaşabiliyorsunuz.

Tabi bu yazılımın özellikleri bu kadarla sınırlı değil ancak daha fazlası fazla teknik bilgiye giriyor ve sizleri boğmak istemiyorum. Zamanla ve yazılımı kullandıkça tüm özelliklerini keşfedeceğinize inanıyorum.

Son olarak Celestia tarzı başka bir yazılım yok. Eğer sizde benim gibi bu işlere meraklıysanız mutlaka Celestia’ı deneyin. Eminim memnun kalacaksınız.

Xfce Kurulumu

“Xfce, çeşitli Unix sistemlerde kullanabileceğiniz, sistem kaynaklarını verimli şekilde kullanarak koruyan, uygulamaları hızlıca çalıştırabileceğiniz hafif bir masaüstü ortamıdır.”

Xfce yazarı Olivier Fourdan’dan gelen bu sözler, Xfce’nin ne olduğunu, diğerlerinden ne gibi farklılıklar gösterdiğini genel bir ifadeyle anlatıyor aslında. Ama bu kadar bilgi bize yetmeyeceği için bu makaleyi okumaya davetlisiniz.

Xfce, bir pencere yöneticisidir ve KDE, Gnome gibi diğer pencere yöneticilerinden farklı bir kulvarda yer alır. Amaçlarının arasında daha basit, daha hızlı ve daha az karmaşık bir masaüstü ortamı sunmak vardır. Her ne kadar çok kolay olmasa da Xfce, yapmak istediğinizi en güzel şekilde gerçekleştirmenizi sağlar: Resim aç, çift tıkla, kapat, terminal aç, rahat ol, sakinleş, özgürsün vs… Ve işin en güzel tarafı, Xfce kullandıkça bir şeylerin hızlıca yol aldığını ve sisteminizin rahat nefes almaya başladığını hissedebilirsiniz.

Xfce, “X-Face” ile aynı şekilde okunuyor (Eks-Feys) ama ilk görenler “Eks Ef Si İi” şeklinde okumayı tercih ediyorlar (şahsen ben “İks-Fe-Ce-E” şeklinde okuyorum). Nasıl okuduğunuz aslında çok önemli değil ama yazarken dikkatli olmamız gerekiyor. Çünkü xface, xcfe, xcafe diye internette araştırma yaptığınızda Xfce hakkında pek bir bilgiye rastlayamazsınız.

Xfce’nin başlarda “XForms Common Environment” şeklinde bir kısaltması varken, yeni sürümlerinde “X Freakin’ Cool Environment” gibi yeni anlam arayışlarına girilmiş. 2. sürümden 3’e ve 4’e geçişinde Xfce baştan kodlanarak 2003 yılında Xfce4-rc1 sürümü duyurulmuş. Xfce, GTK+ kütüphanelerini kullandığı için Gnome ile görsel benzerlikleri ve pencere davranışları bulunuyor. Böylece bir taraftan amaçlarını gerçekleştirirken, diğer taraftan da görsel güzellikten taviz verilmiyor. Ayrıca KDE’deki gereksiz ayrıntılar da Xfce’de yer almıyor.

Eğer sisteminizin masaüstü oturumuna geçerken vaktinizi çalmasından, uygulamaları açarken sizi fazla bekletmesinden veya sistem kaynaklarını sömürmesinden şikayetçiyseniz; Xfce kullanmak için güzel bir sebebiniz var demektir. Xfce için bir miktar Konsol kullanmayı öğrenmeniz gerekebilir ama çok da şart değildir. Gerekli paketleri silmediğiniz sürece Ağ Yöneticisi, Güç Yöneticisi gibi KDE masaüstü ortamı araçlarını yine kullanabilirsiniz.

Sanki Bir Şeyler Eksik…

Pardus’u kurduğunuzda her şey hazır geliyor değil mi? Müzik çalarınız (Amarok), CD / DVD yazıcınız (K3b), e-posta istemciniz (KMail), RSS (Akregator) okuyucunuz, takviminiz (KOrganizer) ve daha birçok şey… Bir sonraki başlıkta göreceğiniz gibi, Xfce’nizi kurup yeni ortamınıza alıştıktan bir süre sonra KDE uygulamalarından elinizi çekmek isteyeceksiniz. Bu, yeni bir ortama, yeni programlara alışmak demek olacak. Zaten Xfce’de başka bir masaüstü ortamının kütüphanelerini kullanan bir program çalıştırmak pek garip olur, sizce de öyle değil mi?

Diğer taraftan, Xfce’nin de kendi içinde birtakım uygulamaları bulunuyor ve bunlar da Xfce’nin kendisi gibi basit ve sadelikten taviz vermeyecek şekilde kaliteli uygulamalar oluyor. Örneğin amacınız sadece resimleri açmak ve gözden geçirmekse Ristretto’yu pek tatlı bulacaksınız.

Kurulumu anlatmadan önce son bir şey ekleyelim; Pardus bir KDE dağıtımıdır, dolayısıyla KDE’yi tamamen ortadan kaldırmak şimdilik mümkün değildir. Ama bu sisteminizin disk sürücüsünde kapladığı alanı düşüremeyeceğimiz veya hızını artıramayacağımız anlamına gelmez. Bunu elbette yapabilirsiniz. Nasıl mı? İşe bu belgeyi okumakla başlayabilirsiniz…

Xfce Kurulumu

Artık Xfce kurmak, sıradan bir paket kurmak kadar basit. Pardus geliştiricileri sizin rahat olmanızı istiyor. Aşağıdakileri adım adım uyguladıktan sonra sevimli pencere yöneticimiz, siz değerli kullanıcılara hizmet vermeye hazır hale gelecek. Xfce paketlerimiz katkı deposunda yer aldığı için önce Contrib depomuzu ekliyoruz. Eğer ekliyse, bir sonraki adıma geçin.

1. Paket Yöneticisi’ni çalıştırın (Alt + F2 tuş kombinasyonunu kullanarak açılan pencerede, package-manager yazarak bunu yapabilirsiniz).
2. Ayarlar sekmesinden Paket Yöneticisi Programını Yapılandır deyin.
3. Açılan pencerede Yeni Depo Ekle seçeneğini kullanın.
4. Şu bilgileri girin:

  • Depo Adı: Contrib
  • Depo Adresi: http://paketler.pardus.org.tr/contrib-2008/pisi-index.xml.bz2

5. Depoları güncelleyin.

Not: Pardus 2007 kullanıcılarının bu depo adresini kullanmaları gerekir:

http://paketler.pardus.org.tr/contrib-2007/pisi-index.xml.bz2

Daha fazla bilgi için Özgürlükİçin’de contrib diye aratın.

Xfce paketlerini kurmak için:

1. Paket Yöneticisi’ni çalıştırın ve Yeni Paketleri Göster’i seçin.
2. Bileşenlerdeki Xfce Masaüstü sekmesine gelin ve oradaki tüm paketleri yükleyin.
3. slim diye aratın ve Slim’i de yükleyin. Bu bizim giriş yöneticimiz olacak. İlerleyen aylarda, Pardus’a özel tema da hazır olacak.

Son Ayarlar

Önce home dizininizdeki gtkrc-2.0 dizininin ismini değiştirelim. Root olmadan aşağıdaki komutu konsolda verin:

$ mv ~/.gtkrc-2.0 ~/.gtkrc-2.0.backup

Şimdi de, KDE’yi devre dışı bırakıp, giriş yöneticisi olarak Slim’i çalıştıralım. Root olarak aşağıdaki komutları konsolda yazıyoruz:

$ su
# service kdebase stop
# service slim start

Not: “service” komutu hakkında birkaç şey bilmeniz gerekiyor. Örnek vererek açıklayalım, eğer KDEBase servisinin sistem açılışında devreye girmesini istemiyorsanız, “service kdebase off”; KDEBase servisini o anki oturum için geçerli olacak şekilde sonlandırmak istiyorsanız “service kdebase stop” demelisiniz. Sisteminizdeki tüm genel servisleri görmek için “service” komutunu Terminal’de (konsol) verin. Servislerle ilgili yapacağınız işlemlerin çoğu root hakları gerektirmektedir. Daha fazla bilgi almak için şöyle yazın:

# service help

“Son ayarlar”da önce “service kdebase stop” diyerek kdebase servisi pasif hale getirdik. Ardından “service slim start” diyerek Slim giriş yöneticisini çalıştırdık.

Eğer yukarıdaki üç adımı doğru bir şekilde uygulayıp Slim’i doğru bir şekilde başlatabildiyseniz, başardınız demektir. Ama yine bir sorunla karşılaşırsanız, “ctrl + alt + f1” tuş kombinasyonunu kullanarak konsola düşüp, root giriş bilgilerinizi yazdıktan sonra, aşağıdaki komutu verin:

$ su
#service kdebase start

Normal şekilde KDE oturumunu başlatın, ardından ilk üç adımı tekrar gözden geçirin. Eğer hala bir şeyler ters gidiyor ve Xfce’yi başlatamıyorsanız, doğrudan konsoldan başlatmak gibi bir alternatifiniz daha bulunuyor:

1. Sisteminizi yeniden başlattığınızda KDEBase servisinin devreye girmemesi gerekir. Bunu nasıl yapacağımızı az önce söyledik. Açılışta konsola düşmediyseniz “ctrl + alt + f1” tuş kombinasyonunu kullanın.
2. Kullanıcı bilgilerinizi girin.
3. Aşağıdaki komutla -root olmadan- Xfce’yi başlatın:

$ startxfce4

 
Baktınız, Pardus’u Slim ve Xfce’yle daha çok beğendiniz; hep bu şekilde çalıştırabilirsiniz. Xfce’yi varsayılan masaüstü otrumu olarak başlatmak için Son Ayarlar başlığında KDEBase’i sonlandırıp Slim’i başlatmak işi sadece bir oturum geçerli olan bir işlemken, sisteminizi Slim ve Xfce ile başlatmak için aşağıdaki komutları root kullanıcı haklarını kullanarak terminalde yazmalısınız:

$ su
# service kdebase off
# service slim on

Masaüstüne sağ tıklayıp Sistem sekmesine baktığınızda, Ayar Yöneticisi’ni göreceksiniz. Ayar Yöneticisi’nden Xfce ile ilgili tüm ayarlara erişebilirsiniz.

Xfce’yi iyi kullanmak ve masaüstü ortamı üzerinde hakimiyetinizi sağlamak için sadece edindiğiniz bilgilerle yetinmeyin, sürekli kurcalayın. Ayar Yöneticisi’nde yapmanız gereken kurcalamak. Xfce masaüstü arkaplanını veya renk düzenini değiştirmek için sakın boşuna Tasma’ya uğramayın. Xfce’de ayarlar ile ilgili ne varsa, hepsi Ayar Yöneticisi’nde bulunuyor.

Xfce’ye Alışmak

İtiraf etmeliyim ki, Xfce’ye alışana kadar onu belki beş defa yükleyip silmişimdir. Benim zamanımda hem kaynaklar kısıtlıydı, hem de yalnız bir Xfce kullanıcısıydım. Artık Xfce kullanıcı kitlesi gelişmiş durumda ve Türkçe kaynak sayısı da gittikçe artıyor.

Bu yazıda Xfce ile ilgili bir giriş yapmayı amaçladık. Ne olduğunu, nasıl kurulacağını, sistem açılışında Xfce’yi nasıl başlatabileceğimizi kabaca anlattık. Eğer hala değişimde istekli ve ısrarlıysanız aşağıdaki önerileri uygulayın:

  • Bazı KDE uygulamalarını doğrudan çalıştıramayabilirsiniz. Terminal’i açın, “kbuildsycoca” komutunu verdikten sonra tekrar çalıştırmayı deneyin.
  • Eğer yazmaya yatkın ve elinizi fareye kadar taşımakta üşengeçseniz, “alt + f2” tuş kombinasyonuna kendinizi alıştırın. Firefox mu çalıştıracaksınız, o zaman “alt + f2 firefox” yazın.
  • Masaüstündeki Ev Dizini, Sistem ve Çöp kısayolları çalışmayacaktır. Bunun sebebi, Xfce’nin Konqueror yerine Thunar kullanmasıdır. Masaüstünüzde herhangi bir simgeye sağ tıklayıp, Masaüstü sekmesinden Başlatıcı Oluştur seçeneğini seçin:
  • Çöp Kutusu için Name kısmına Çöp, Command kısmına ise konqueror trash:/ yazın.
  • Sistem için Name kısmına Sistem, Command kısmına ise konqueror sysinfo:/ yazın.
  • Ev Dizini için Name kısmına Ev Dizini, Command kısmına ise konqueror ~ yazın.
  • Bir önceki maddede belirttiğimiz şekilde, herhangi bir masaüstü öğesi oluşturabilirsiniz.
  • KDE’deki konsole uygulamasının Xfce’deki muadili “Terminal”dir. Sevin onu, ilgi gösterin. Terminal, sizi fare kullanma zorunluluğundan kurtaracak kadar işlevlidir.
  • Xfce’nin de sanat sitesi vardır. Arada siteye girip, orada diğer Xfce kullanıcılarının masaüstü görüntülerini inceleyin ve neler yapabildiklerini görün.

Son olarak, PardusWiki ve Özgürlükİçin’deki Xfce kaynaklarını okumayı unutmayın.

Özgür kalın…

FreeMind

Freemind

“Zihninizi Haritalar”

FreeMind kısaca bir zihin haritası programı olarak tanımlanabilir. İlk bakışta bu tanım insana biraz karmaşık geliyor. Açıklamak gerekirse freemind ile anlatmak istediğiniz bir konuyu çok güzel ve görsel olarak özetleyebilir muhteşem bir ders özeti çıkarabilirsiniz.
Programı açtığınızda önce programın logosu ile karşılaşırsınız.

Daha sonra karşınıza boş bir sayfa açılır ve sayfanın tam ortasında yeni zihin haritası yazar.

İşte burası köktür. Şemamızı oluşturmaya buradan başlarız. Bu yazıya tıklayarak istediğimiz şeyi yazabiliriz.

Bu aşamadan sonra bu köke sağ tıklayarak istediğimiz kadar yeni çocuk düğümler oluşturabiliriz. Kısa yol istiyorsak klavyeden “insert” tuşuna basabiliriz. Insert tuşu o an etkin durumda olan düğüme yeni çocuk düğüm ekler.O an etkin olan düğüm fonu koyu olandır.

Oluşturduktan sonra yeni çocuk düğümün adını yazabiliriz. Yazma işlemini bitirdikten sonra “enter” yuşuna basarsanız program yazma modundan çıkar. Tekrar “enter” a bastığınızda son yazdığınız düğüme kardeş düğüm ekler. Kardeş düğüm düğer düğümle aynı seviyede olan bir düğümdür. Resimde “Subject I” “subject You” nun kardeş düğümüdür.
Bu düğümlerin sol kısmına fare ile yaklaştığınızda elips bir şekil görürsünüz.Bu şekil düğümler arasındaki çizgiyi uzatıp kısaltmanızı sağlar. Fare ile bu elips şekle tıklayın ve bırakmadan sürükleyin.
Bu kadar şey yazdıktan sonra bu şekilleri süslemek de istersiniz değil mi?Bunu yapmak için düğüme sağ tıklayın ve Ekle menüsünden bulut seçeneğini seçin. İsterseniz bulutun rengini de değiştirebilirsiniz. Düğüme sağ tıklayın ve biçim menüsünde yer alan bulut rengi seçeneğinden istediğiniz rengi seçin. Ben sarıyı tercih ettim.
Bu düğüme yeni çocuk düğümler ve kardeş düğümler ekledikçe bulutumuz da kendiliğinden büyür ve göze çok hoş gelen bir hal alır.
Yaptığınız düğümlere simgeler ekleyebilir ve daha güzel bir hale getirebilirsiniz. Düğüme sağ tıklayarak simgeler bölümüne gidin ya da pencerenin solundaki simgeleri kullanın.

Biraz zaman harcadığınızda karşınıza güzel çalışmalar çıkabilir. Pencenin en üstünde “+”, “-” işaretleri var bu işaretler düğümlerin tamamını küçültmenizi Ya da açmanızı sağlar. Kök düğüme tıklayarak eksi tuşuna basarsanız düğümlerin tamamı kapanır ve karşınıza şuna benzer bir görüntü çıkar.
Artı tuşuna basarak da şuna benzer bir görüntü alırsınız.

Son olarak Birkaç ek bilgi verelim:

Sağ tıkladığınızda çıkan menude,
Düğümü düzenle : Düğüme yazı yazmanızı sağlar.
Uzun bir düğümü düzenle :Daha uzun ve Birkaç satır yazmanızı sağlar.(Normalde yazarken satır eklemek için “enter” a bastığınızda yazma işlemi sona erer.)
Yeni kardeş düğüm(önde) :O an etkin olan düğümün üstüne bir kardeş düğüm açar.
Üst düğüm ,Alt düğüm : O an etkin olan düğümün yerini değiştirir. Üste alır, alta alır.
Daralt
: Düğümleri küçültür. Eksi işaretinin yaptığı işi yapar.

Freemind ile ilgili geriye kalanları da size ve keşfetme arzunuza bırakıyorum.

Compiz Fusion

iç Hollywood filmlerindeki bilgisayar sahnelerini izleyip güldüğünüz oldu mu? Oradan buradan kayan pencereleri, yanıp sönen tuşları, dönen, hoplayan zıplayan arayüzleri ile bir şenlik havasındadır bu filmlerin bilgisayar ekranları! 🙂 Yok böyle bişey, yok böyle bir işletim sistemi, arayüz der durur, kendinizi yersiniz. Ama artık durum biraz farklı…

Her ne kadar bu filmlerdekiler uydurma, bir grafikerin elinden çıkmış animasyonlar olsalar da, gerçek hayatta onları hiç aratmayacak ve hatta bazı noktalarda nal toplatacak bir yazılım var; Compiz Fusion! (Burada Rocky Balboa’dan Eye of the Tiger şarkısının girdiğini hayal edin lütfen!),

Eğer Compiz Fusion’u hiç görmediyseniz, şaşırmaya ve ufak çaplı bir şoka hazır olun lütfen! 🙂 İşte Compiz Fusion!

Ön Ayarlar

Ekran Kartı Ayarları

Compiz Fusion’u kurabilmek için Pardus 2008 ile birlikte çok daha kolay. Daha önce gerek komut satırında gerekse ayar dosyaları ile yapılan ayarlamaların yerine birkaç kolay ayarla Compiz’i kurabilmeniz mümkün. Compiz’i çalıştırmanız için gereki olan Compozit desteği Pardus 2008 sürümünden itibaren ön tanımlı olarak açık gelmekte. Bu sayede ayar dosyaları ile uğraşmadan Compiz’i kurup kullanmanız mümkün.

Tek yapmanız gereken Pardus 2008 ile beraber gelen “Görüntü Yöneticisi” aracılığı ile ekran kartınızın sürücülerini kurmak. Bunu yapmak ise hiç zor değil.

Pardus menüsünden Tasma’yı çalıştırın ve Tasma penceresinden Sistem Seçenekleri sekmesine gidin. Burada bulunan Görüntü Yöneticisi’ni çalıştırın. Görüntü yöneticisi ilk çalıştığında bilgisayarınızdaki ekran kartını algılar ve eğer ekran kartınız için daha performanslı bir sürücü varsa sizden bunu kullanmanızı ister. Bu sürücüler eğer bilgisayarınızda kurulu değilse kurmak için PiSi’nin arayüzü olan paket yöneticisini kullanabilirsiniz.

Sürücüleri bilgisayarınıza kurduktan sonra yapmanız gereken son derece basit. Görüntü yöneticisini çalıştırın ve yöneticiden Aygıtlar sekmesine geçin.

Sisteminiz ilk kurulduğunda ekran kartınız Ati ya Nvidia ise donanım üreticinizin hazırladığı performanslı sürücüleri değil Pardus ile gelen ekran kartı sürücülerini kullanacaktır. Görüntü yöneticisinin size önerdiği sürücüleri kullanmak isterseniz Yapılandır seçeneğini seçerek açılan pencereden ekran kartı sürücünüzü seçin.

Bu seçimi yaptıktan sonra ayarları uygulayın ve bilgisayarınızı yeniden başlatın. Bilgisayarınız yeniden başladığında ekran kartı sürücünüz güncellenecek ve sisteminize üç boyut desteği gelecektir. Bu desteği kontrol etmek isterseniz masaüstüne bulunan Sistem kısa yolunu kullanarak sistem özelliklerinize girin ve Ekran sekmesinden üç boyut desteğine sahip olup olmadığınızı kontrol edin. Üç boyut desteğine sahipseniz yazımızı okumaya devam edin. Eğer üç boyut desteğiniz yoksa forumdan yardım alabilirsiniz.

Kurulum

Compiz Fusion Kurulumu

Compiz Fusion’ı ister komut satırından ister Paket Yöneticisinden kurabilirsiniz. Fakat öncelik Katkı (Contrib) deposunun sistemde ekli olması gerekir. Bunu yapmak için şu yazıya bakabilirsiniz; Katkı (contrib) deposu ekleme.

Konsoldan kurmak için

Konsoldan kurmak için aşağıdaki komutu vermeniz yeterli;

sudo pisi install -c desktop.opencompositing.compiz

Bu komut gerekli tüm paketleri kuracak.

Paket Yöneticisinden kurmak için

Paket yöneticisinden kurmak için, katkı deposunu ekledikten sonra, Bileşen’ler kısmından Bileşik Pencere Yöneticisi bileşeni altındaki tüm paketleri kurun.

İlk Çalıştırma

Compiz Fusion’ı ilk defa çalıştırmak için;

  • Programlar > Sistem > Compiz Fusion Pencere Yöneticisi > Compiz Fusion Icon (Compiz Fusion’u Yönet)

adımlarını takip edin.

Bundan sonra Compiz Fusion’ın simgesi sistem çekmecesine yerleşecek. Bu esnada pencere dekorasyonlarınız kaybolursa, sistem çekmecesindeki Compiz simgesine sağ tıklayıp “Select Window Decorator” başlığından “Emerald” seçeneğini işaretleyin.

Kullanım

Kurulumdan sonra bazı ön tanımlı kısa yol tuşları şunlar;
  • CTRL + ALT + fare tıklaması: Masaüstü küpünü fareyle serbest çevirir.
  • CTRL + ALT + YÖN TUŞLARI: Masaüstü küpünü çevirir.
  • CTRL + ALT + SHIFT + SAĞ veya SOL yön tuşu: Etkin pencereyi yandaki masaüstüne taşır.
  • ALT + Pencerenin yerhangi bir yerine tıklama: Pencereyi tutup sürükler.
  • ALT + Fare tekerleği: Pencerenin saydamlığını arttırır veya azaltır.
  • Fareyi sağ üst köşeye götürme: Aktif masaüstündeki pencereleri yatay sıralı olarak ekranda gösterir. (Aynı hareketi tekrarlamak aktif pencereye dönmenizi sağlar.)
  • CTRL + ALT + D: Bütün pencereleri küçültür, masaüstünü gösterir veya tersini yapar.
  • ALT + TAB: Pencereler arasında geçiş yapar.
  • F9: Sadece o anki masaüstünde bulunan pencereler döşenir.
  • F8: Tüm masaüstlerindeki tüm pencereler önünüze serilir.
  • Pencere TUŞU + TAB: Alt + TAB benzeri pencereler arasında geçiş yapmayı sağlar.
  • ALT + Fare tekerleği tıklamak: Pencereyi yeniden boyutlandırır.
  • Pencere TUŞU + fare tekerleği yukarı: Görüntüyü büyütme.
  • Pencere TUŞU + fare tekerleği aşağı: Görüntüyü eski hâline getirme.
  • SHIFT + F10: Efektlerin yavaş hareket etmesini sağlar (tekrar basmak eski hâline getirir).
  • CTRL + ALT + Aşağı Ok: Sonra Ctrl+Alt’a basılı tutun ve masa üstlerini değiştirmek için sol/sağ yön tuşlarına basın. Ayrıca sol fare düğmesine basılı tutarak “filmi” hareket ettirebilirsiniz.

Ayarlar

Compiz Fusion’ın ayarlarına girmek için sistem çekmecesindeki simgeye sağ tıklayıp “Settings Manager” başlığını seçmelisiniz. Aşağıdaki gibi bir pencere ile karşılaşacaksınız. Bu pencereden Pencere Dekorasyonları haricindeki tüm ayarları yapabilirsiniz.

Hangi eklentilerin aktif olacağını bu pencereden seçiyoruz. Eklentinin yanındaki kutucuğa çentik atmanız yeterli. Eğer çalıştırmak için bir tuş kombinasyonu var ise bunu öğrenmek için üzerine tıklayıp “Bindings” sekmesine bakın.

Pencere dekorasyonlarını ayarlamak için de aynı yerde “Emerald Theme Manager”ı seçin. Buradan da şöyle bir pencere açılacak;

BasKet

BasKet’i görmeden önce not tutmayla pek ilgim yoktu. Ne de olsa aradığım her bilgiye arama motorları ve çevremdeki insanlar sayesinde ulaşabiliyordum. En kötü ihtimalle boş bir metin dosyası oluşturup içine notları yazıp kaydediyordum. Sonra bir iki sitede BasKet kullandığını ve çok beğendiğini yazan insanlar gördüm ve bir tadına bakayım dedim. İyi ki de demişim, artık BasKet keyfini doyasıya yaşıyorum.

Kaydetmeye son

BasKet’in ana penceresine baktığınızda hiç kaydetme düğmesi göremezsiniz, çünkü yazdığınız not anında kaydedilir. Bir notu kopyalayıp yapıştırmanız da genelde gereksizdir. Basket penceresinin üzerine farenizle sürükleyip bıraktığınız hemen hemen her şey (yazılar, resimler, site adresleri, program kısayolları…) anında kayıt edilecektir.

Her zaman elinizin altında

Basket’in kapatma düğmesine bastığınızda kapanmak yerine sistem çekmecesine (ekranda saatin bulunduğu alan) yerleşecektir. İstediğiniz zaman buraya bir kez tıklayarak basket penceresini geri getirebilir ve gizleyebilirsiniz. Pardus’u kapatırken BasKet’i açık bıraktıysanız bir sonraki açılışta yine buradan erişebilirsiniz.

Notlarınızı etiketlendirin

Notlar, ileride ihtiyaç duyacağımız bilgileri tutmaktan başka amaçlarla da kullanılabilir. Örneğin eklediğiniz not yapılacak bir işi belirtiyor diyelim. Bu durumda ilgili not seçili durumdayken “etiketler” menüsünden “yapılacak iş”i seçmeniz halinde notun yanına işin durumunu gösteren boş bir kutucuk eklenecektir. İlgili işiniz bittikten sonra bu kutucuğu tıklayarak işi bitmiş olarak işaretleyebilirsiniz. Bunun dışında etiketler menüsünde görebileceğiniz gibi işin önemini, ne kadarının bittiğini vb. bilgileri göstermek için de etiketler kullanabilirsiniz.

BasKet ile notlarınız güvende

Notlarınızın güvenliğini de kolayca sağlayabilirsiniz. Önemli bilgiler taşıyan notlarınızın bulunduğu sepeti sağ tıklayıp “parola…”ya basın ve başkalarının parolayı bilmeden bu nota erişmesini engelleyin. Ayrıca aynı pencere üzerinden özel/açık anahtarınızı kullanarak not sepetinizi şifrelemeniz de mümkün.

Paylaşmak güzeldir

Notlarınızı kolayca paylaşabilirsiniz. Dosya menüsünden “dışa aktar”ı kullanarak bir sepeti .basket türünde dosya olarak aktarıp arkadaşınıza verebilirsiniz. Arkadaşınızda BasKet yoksa HTML sayfası olarak da aktarabilirsiniz. Belki de en seveceğiniz paylaşım yöntemi de notu fareyle sürükleyip istediğiniz yere bırakmak olacaktır. Bir notu masaüstünüze sürükleyip burada dosya olarak kaydedebilir, Kopete’de görüştüğünüz arkadaşınızın üzerine sürükleyip ona mesaj olarak gönderebilirsiniz.

Sepet dolusu not tutanlar için

BasKet’i ilk açtığınızda sol tarafta duran ve ayarlardan yerini değiştirebildiğiniz “sepetler” bölümü, notlarınızın derli toplu bir biçimde kalmasını sağlıyor. Yeni bir sepet oluşturmak için araç çubuğundaki ilk düğmeyi kullanın. Farklı konulardaki notlarınızı farklı sepetlerde tutmak, aradığınız notu bulmanızı kolaylaştıracaktır. Sepetleri birbirinden kolayca ayırt edebilmek için her sepete farklı bir simge atayabilir, sepetlerin arka plan renklerini veya duvar kağıtlarını birbirinden farklı yapabilirsiniz.

Tuttuğunuz notlar çoğaldıkça bunların içinde arama yapmak isteyeceksiniz. Süzgeci kullanarak o an seçili olan sepetin içinde veya süzgecin en sağındaki büyüteç simgeli düğmeye tıklayarak tüm sepetlerin içinde arama yapabilirsiniz.

Diğer uygulamalarla uyum

BasKet, diğer uygulamalarınızla da uyum içinde çalışır. Herhangi bir not tutucusunda tuttuğunuz notları “Sepet” menüsünden “Ekle” bölümünü kullanarak BasKet içine aktarabilirsiniz. KDE’nin kişisel bilgi yöneticisi olan Kontact içinden de notlarınıza erişebilirsiniz. Bunun için BasKet kapalıyken Kontact’ı açın ve “Ayarlar” menüsünden “Kontact’ı Yapılandır”a basın. Burada “Bileşenleri Seçin”e basarak BasKet’i işaretleyin. Tuttuğunuz notları masaüstüne de taşıyabilirsiniz. Bunun için Programlar>Yardımcı Programlar>Masaüstü>SuperKaramba’yı açın ve buradaki “Yeni Tema” düğmesine basarak “DesktopBasket”i seçin ve kurun. Bunu masaüstüne eklediğinizde sizden bir etiket seçmenizi isteyecek ve o etikete sahip notlarınızı masaüstünde gösterecektir.

 

Kötü bir haber

BasKet’in kendi sitesinden de görebileceğiniz gibi burada anlatılanların üzerine eklenmesi planlanan daha bir çok özellik bulunuyor. BasKet’in geliştiricisi Sébastien Laoût, Haziran ayının başında işlerinden dolayı artık BasKet ile uğraşamayacağını ve yeni geliştiriciler aradığını duyurdu. Duyuruda eğer yeni geliştiriciler ilgilenmezse projenin duracağını ve KDE4’e giremeyeceğini de belirtti. Eğer C++ dilini biliyorsanız bu proje kendinizi göstermek için bu güzel bir fırsattır, kaçırmayın derim.

Ve sonuç…

Sonuç olarak BasKet, sık sık unuttuğunuz bilgileri bir düzen içinde saklayarak ihtiyacınız olduğunda bunlara kolayca erişmenizi sağlayan, eşi benzeri zor bulunan bir özgür yazılımdır. Güle güle kullanın…

Filelight Oyunu

İlk bilgisayar ile karşılaşmamı hatırlıyorum. Çok sevmiştim. Prince of Persia ve Prehistoric oyunlarını 33 Mhz işlemcili bir 286’da oynuyorduk. Sabit disk’i bile yoktu. Bundan birkaç yıl sonra ilk bilgisayarımı aldım: ikinci el bir 486! Üstelik 425 MB’lık bir sabitdiski bile vardı. Beni bilgisayarla tanıştıran dayım, bu disk dolmaz demişti!

Son günlerde cep telefonuma taktığım 512 MB hafızalı, tırnağım büyüklüğünde bir RS-MMC kart ile tanıştığımda o eski günler ve ilk bilgisayarım aklıma geldi.Şimdi bilgisayarımda toplam 250 GB’ın üzerinde sabit disk alanım olsa bile sürekli yer sıkıntım var. Bir süre önce Pardus için ayırdığım 35 GB büyüklüğündeki bölümün dolmak üzere olduğunu fark ettim. 2 GB yer kalmıştı. Neredeyse tüm depoyu kurmuş olmalıyım. Fakat PiSi (Paket Yöneticisi) dışından, koddan derleyerek kuruğum program yada oyunları PiSi’de göremediğim için ne kadar yer kapladıklarını da öğrenmek zordu. Oysa böyle durumlar için yazılmış mükemmel bir program var; Filelight.

1 ve 0’ları görselleştirmek…

Filelight isimli program, sabit diskinizi tarayıp tüm klasör ve dosyaların büyüklüklerine göre bir grafik çiziyor. İç içe geçmiş silindir kesitlerini andıran bu şekiller, hem dosya büyüklüğünü hem de klasör-dosya ilişkilerini gösteriyor.

 

Filelight açıldığında, bağlanmış bölümlerin hepsini gösteriyor. Buradan tüm bölümlerin toplam büyüklüğünü, dolu kısmını ve boş kısmını görebilirsiniz. Bunların birine tıklandıktan sonra program o bölümün tamamını tarayıp dosya büyüklüklerini okuyor. Bu kısımda dikkat edin, eğer bölümünüz çok büyük ve içinde de çok dosya var ise tarama oldukça uzun sürebilir.

İsterseniz ayarlar kısmında taranmasını istemediğiniz klasörler tanımlayarak bunun önüne geçebilirsiniz. Tarama bitince diskinizin içindeki klasör hiyerarşisini, silindir kesitleri şeklinde çizdiği grafikler olarak gösteriyor. Kök dizinden başlayarak tüm dizinlerin büyüklüklerini, hem çember yayının açısı olarak hem de fare ile üzerine gelince sayı olarak gösteriyor. Bölümün genel bir haritasını gördükten sonra, fazla yer kapladığını düşündüğünüz klasörlere tıklayarak yolculuğumuza devam ediyoruz. Klasöre tıklandıktan sonra, aynı çember grafiğini sadece o klasör için çiziyor ve bu klasör içinde alt klasörler kalmayana kadar bu şekilde devam ediyor. Alt klasörler ile birlikte dosyalarda çiziliyor tabi ki. Dosyalar çizimlerde gri renk ile gösteriliyor. Dosyalara tıklayarak bunları çalıştırmak da mümkün.

Filelight, ‘neyle doldurdum ben bu bilgisayarı yine’ sorularına yanıt buluyor. Diskiniz üzerinde hızla göz gezdirmek, bir haritasını görmek için mükemmel bir araç. Sabit diskinizi görsel olarak önünüze seriyor. Herkesin en azından bir göz atmasında fayda var. İşinize yarayacağına eminim.

ateş ve su oynamak için tıklayın

ateş ve su-2 oynamak için tıklayın

ateş ve su-3 oynamak için tıklayın

ateş ve su-4 oynamak için tıklayın

ateş ve su-5 oynamak için tıklayın

Exit mobile version