COVID-19 Aşıları ve Zorunlu Ruhsatlandırma


covid19

COVID-19 aşıları ile ilgili sevindirici haberler duyulmaya başlandı. Bu aşılara doğrudan erişilemediğinden, gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkeler için hala rahatsız edici bir endişe var. Bu nedenle zorunlu lisanslama, Fikri ve Sınai Mülkiyet Hukukunda gündem maddesi olmaya devam etmektedir.

COVID-19 salgınından önce birçok ülke zaten zorunlu lisanslamayı benimsemiştir. Bazı ülkeler, COVID-19 koşullarına uymak için mevcut hükümleri değiştirdi. Türkiye herhangi bir değişiklik yapmamış olsa da zorunlu lisans 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 129. Maddesi (“Kanun”) itibariyle kamu yararını sağlamak için olası bir yoldur.

Kamu yararının kapsamı, Kanunun 132. maddesine göre iki ana gereklilikten biri ile belirlenir:
1) Buluş, halk sağlığını veya ulusal savunmayı sağlamak için esastır,
2) Buluşun yeterli kullanımının, patent sahibi, buluş şartlı olarak zorunlu lisanslama kapsamında değerlendirilebilir

Aşıların kullanımı, halk sağlığı açısından önemli olan patentli bir buluşa tabidir. Bu nedenle COVID-19 aşılarının ruhsatlandırılması ilk gereklilik kapsamındadır.

Zorunlu lisans belirli koşullar altında verilir. Örneğin zorunlu lisansın süresi, fiyatı ve kullanım alanı sınırsız olamaz. Sınırların tümü sözleşmede ayrı ayrı belirlenmelidir. Ayrıca, zorunlu lisanslama önerisi Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları Hukuk Mahkemelerine sunulmalıdır. Onay, zorunlu ruhsatlandırma işleminin tamamlanması için Sağlık Bakanlığına yapılan teklif ve Cumhurbaşkanının onayı ile yapılır.

Mahkeme, aşı fiyatını, işçilik ve satın alma masraflarını belirlerken patentin ekonomik değerini dikkate alır. Ticari olmayan ve insani amaçlar dahil, ithalatçı ülkeye göre ekonomik değer dikkate alınmalıdır.

Patent sahibi ile lisans alan arasında doğan güven ilişkisinin patent sahibi tarafından ihlal edilmesi halinde lisans alan, ihlalin buluşun değerlendirmesine etkisine bağlı olarak patent sahibinin talep edebileceği lisans ücretinden indirim talep edebilir.

Prensip olarak, zorunlu lisanslar münhasır olamaz. Bununla birlikte, kamu yararı için verilecek bu tür lisanslar münhasır olabilir. Lisans alan, kamu yararı için ithalat yapmaya yetkili ise, patent konusu ithal edilebilir. İthalat yetkisi sadece ihtiyaç duyulduğunda ve geçici bir süre için verilir.

Zorunlu olması ve patent dostu olmaması nedeniyle olumsuz izlenime rağmen, zorunlu lisanslamanın birçok avantajı vardır. Örneğin, gelişmiş ve az gelişmiş ülkelerde ilaç sektörünün beklenmedik dönemlerde bile gelişmesine yardımcı olur. Bu tür lisanslar, aynı zamanda, araştırma ve geliştirme maliyetlerinin göreli olarak azalmasına yol açan teknoloji transferine de katkıda bulunmaktadır.

Türkiye’de zorunlu ruhsatlandırma yaygın olarak uygulanmasa da COVID-19 aşıları konuyu yeniden gündeme getirdi. Akademik dünyada patent sahibinin münhasır haklarına ilişkin etik tartışmalar devam etmektedir.

M.Murat GÜLGÜN ve Nur Sena SEVİNDİ

Kaynak: https://www.jurishukuk.com/covid-19-vaccines-and-compulsory-licensing/

Kaynakça:
[1] https://pharmaboardroom.com/legal-articles/compulsory-licensing-public-health-during-the-covid-19-pandemic-in-turkey/
[2] http: //www.jogh. org / belgeler / issue202001 / jogh-10-010358.pdf
[3] https://www.lawnn.com/compulsory-licencing/