GEBELİKTE MİDE BULANTISINA NE İYİ GELİR
Gebelik döneminde kadınların en çok muzdarip olduğu şikayetlerin başında mide bulantıları gelmektedir. Genellikle 6. haftadan itibaren başlayan mide bulantıları 12. hafta civarı son bulmaktadır. Bu bulantılara genel olarak gebeliğe bağlı olarak değişen hormonal farklılıklar sebep olmaktadır.
Ne Yapmalı?
-En yoğun bukantı sabah saatlerinde yaşanır. Bu nedenle sabahları uyandığınızda yataktan hemen kalkmayın. Hatta kalkmadan önce birkaç adet tuzlu kraker yemeniz bulantınızı önleyecektir.
-Bulunduğunuz ortamı iyice havalandırın. Havasız ortam mide bulantısı daha çok artıracaktır.
-Gün içerisinde bol bol su tüketin.
-Yağlı besin tüketiminden kaçının.
-Mide bulantılarınızı arttıran besinleri tüketmeyin.
-Sabah kahvaltılarını hafif yapmaya özen gösterin.
Azar azar ve sık sık yemek yemeye özen gösterin.
-Kokulu diş macunları mide bulantınızın artmasına sebep oluyorsa kokusuz ve tatsız diş macunlarını tercih edin.
GEBELİK BELİRTİLERİ
1)Adet Döneminde Gecikme
Gebelik şüphesi oluşturan en önemli faktör olan beklenen adet kanamasının gecikmesi genellikle gebeliğin ilk habercisi durumundadır. Bir kadın adeti gecikmiş ise korunsa dahi gebelikten şüphelenmeli durumun kesinlik kazanması açısından ultrason muayenesi yapılmalıdır.
Bunun yanı sıra diğer olası belirtiler şu şekildedir:
2)Mide bulantısı ve kusma
3)Yorgunluk, halsizlik hali ve uykuya meyillilik
4)Kasıklarda ağrı
5)Erken erken idrara çıkma
6)Memelerde dolgunluk ve hassasiyet
Gebelik tanısının kesin bir şekilde konması için gebelik testi ve ultrason muayenesine ihtiyaç vardır. Gebelik testi pozitif çıksa dahi tek başına kesin bir sonuç vermez. Bu nedenle mutlaka ultrason ile onaylanması gerekmektedir. Ancak gebeliğin ultrasonda görülebilmesi için son adet tarihi üzerinde 5-6 hafta geçmesi gerekmektedir.
ADÖLESAN (ERKEN YAŞ) GEBELİĞİ
Dünya Sağlık Örgütü, 10-19 yaş aralığında meydana gelen gebelikleri adolesan gebelik olarak ifade etmektedir. Adölesan dönemi önde gelen en önemli özelliği cinsel, psikolojik ve fiziksel gelişimini tamamlamış olmasıdır. 18 yaş altındaki kadınlarda gebeliğe bağlı olarak gelişen anne ölüm oranları, 20-29 yaş aralığındaki kadınlara oranla daha fazladır.
Adölesan bayanlarda, gebelik öncesi ve sonrası bakım eksikliğinden kaynaklanan durumlar ve ebeveynlik gönülde bir hazırlık yapılmamasından dolayı doğum sırası ve sonrası komplikasyon oranları daha yüksek seviyededir.
Tüm bunlarla birlikte adolesan bayanlarda kalça kemiğinin gelişmeye devam etmesinden dolayı bu kemikler yetişkin ölçülerine tam anlamıyla ulaşmamıştır ve bu nedenle doğum daha zor gerçekleşmektedir. Bu durum da pek çok sorunu beraberinde getirmektedir.
YALANCI GEBELİK
Adet görmeme dahil gebeliğin pek çok belirtisi yaşandığı halde gerçek bir gebeliğin olmaması durumu yalancı gebelik olarak ifade edilmektedir. Kadın; karında şişme, bulantı, kusma, adet kanamasının gecikmesi, göğüslerde hassasiyet gibi belirtilerin hepsini yaşamaktadır. Psikolojik bozukluktan kaynaklanan bir durum daha çok çocuk sahibi olmayı çok arzulayan bireylerde gözlenmektedir. Ya da onun tam tersi olarak gebelikten kaçınan ve bunun için önemli olan bireylerde de gözlenebilmektedir. Hatta hasta karnında bebek hareketleri dahi hissetmektedir. Bu duruma kedi, köpek, fare gibi hayvanlarda da rastlanabilmektedir.
Yalancı gebelik bir gebelik takliti değildir. Gebelik takliti yapan bireyler gebe olmadıklarının bilincinde oldukları halde öyleymiş gibi davranırlar, yani bir bakıma rol yapmaktadırlar. Yalancı gebe ise gebe olduğuna emindir.
İLERİ YAŞ GEBELİĞİ
Tıp literatüründe 35 yaş ve üzeri gebelikler ileri yaş gebeliği olarak kabul edilmektedir. Ileri yaş gebeliği hem de için hem de taşıdığı bebek için pek çok risk teşkil etmektedir. Yaşın ilerlemesine bağlı olarak anne adayında bazı kronik hastalıkları görülme olasılığı artmaktadır. Bunların başında diyabet ve hipertansiyon gelmektedir.
İleri Yaş Gebeliğine Bağlı Olarak Gelişen Problemler
Bu anlamda akla gelen ilk problem kromozomsal bir rahatsızlık olan Down Sendromu (Mongolizm) dir. Bunun dışında prematüre doğum riski ve bebekte gelişim geriliği ileri yaş gebeliğine bağlı olarak gelişen olumsuz sonuçlardandır.
Tüm bunlarla birlikte ileri yaş gebeliğine bağlı olarak gestasyinel diyabet, prwklampsi, preterm eylem meternal ve fetal mortalite gibi durumlar da oluşan risk faktörleri arasındadır.
RİSKLİ GEBELİK
Anneye Bağlı Olarak Gelişen Riskli Durumlar
-Annenin, az miktarda dahi olsa sigara alkol uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklarının bulunması
-Anne adayında gebelik öncesi , sırası ya da sonrası diyabet
-Annenin 18 yaşının altında veya 35 yaşın üzerinde olması
-Annenin çok zayıf ya da çok kilolu olması
-Annenin daha önce fazla sayıda düşük yapması
-Annede sara, böbrek, karaciğer hastalıklarının ya da psikiyatrik problemlerin bulunması
-Annenin yüksek radyasyona maruz kalması
Bebeğe Bağlı Olarak Gelişen Riskli Durumlar
-Çoğul gebelikler
-Kan uyuşmazlığına bağlı olarak gelişen problemler
-Bebeğin içinde bulunduğu amnion sıvısının normalden az ya da fazla olması
-Bebekte çeşitli özür ve sakatlıkların bulunması
-Bebeğin eşinin önde yer alması
-Bebekte gelişim geriliği
GEBELİKTE AŞERMEK
Anne adayının herhangi bir besini aşırı derecede tüketme gereksinimi duyması aşerme olarak tabir edilmektedir. Daha çok gebelik döneminin ilk aylarında başlayan aşerme farklı herhangi bir dönemde de başlayabilir. Genel olarak 4. ay sonuna kadar bitmektedir.
Nedenleri Nelerdir?
Gebelikte oluşan aşerme nedenleri hormon düzeylerinin değişmesi, psikolojik faktörler, ilgi isteği, vitamin ve mineral ihtiyacı, duygusal destek gereksinimi olarak gösterilebilir.
En Çok Hangi Yiyeceklere Aşerilir?
Gebelik döneminde en çok aşerilen yiyecekler arasında çikolata ve diğer tatlı çeşitleri, turşu, çeşitli meyveler, erik gelmektedir.
Aşermenin Bebeğin Cinsiyeti İle İlgisi
Halkımız arasında anne adayının tatlı ya da ekşi besinlere karşı olan aşerme halinin bebeğin cinsiyeti üzerinde etkisi olduğu düşünülmektedir. Ancak bu tamamen yanlış bir yargıdır. Herhangi bir geçerlilik payı bulunmamaktadır.
ERKEN MENOPOZ VE NEDENLERİ
Kadınlarda adet kanamasının kesilmesi üremenin son bulması durumu menopoz olarak adlandırılmaktadır. Menopoza girme yaşı günümüzde ortalama olarak 50-55 yaş aralığıdır. 40 yaşının altında menopoza girme durumu ise erken menopoz olarak ifade edilmektedir. Bu bağlda her 100 kadından biri 40 yaşından önce, her 1000 kadından biri ise 30 yaşından önce menopoz sürecine girmektedir. Menopoz dönemine girildiğinde yumurta ve adet kanamaları tamamen kesilmektedir. Bununla birlikte nadir de olsa düzensiz adet kanamaları görülebilmektedir.
Erken Menopoza Neden Olan Durumlar
Cerrahi müdahale ile yumurtalıklardan birinin ya da her ikisinin alınması, kemoterapi ve radyoterapi, tumer sendromu, kalıtımsal faktörler, otommün ooforit gibi durumlar erken menopoza neden olmaktadır.
MENOPOZ NEDİR? BELİRTİLERİ NELERDİR?
Kadın yumurtalık fonksiyonlarının tamamiyle tükenmesi sonucunda adet kanamalarının tamamen kesilmesi durumu menopoz olarak ifade edilir.
Genel olarak adet kanamalarının tamamen kesilmesinden 1-2 yıl önce adet döneminde meydana gelen değişiklikler ile birlikte ilk belirtiler gözlenmeye başlar. Bu belirtiler genel olarak terleme, ateş basması psikolojik sıkıntılar olarak kendini göstermektedir. Aynı zamanda daha uzun bir süreçte gerçekleşen vücut şeklindeki değişmeler, kemik erimesi, genital bölge memede meydana gelen değişiklikler her kadında farklı şiddetlerde seyretmekte ve yaşlanma ile birlikte devam etmektedir.
Menopozun Psikolojik Belirtileri
Depresyon, anksiyete, aşırı sinirlilik hali, hafıza problemleri, unutkanlık, dikkat ve konsantrasyon bozukluğu, basit şeylere ağlama, uykusuzluk gibi durumlar, menopozun psikolojik belirtileri arasında yer almaktadır.
GEBELİK DÖNEMİNDE VÜCUTTA MEYDANA GELEN DEĞİŞİKLİKLER
Gebelik döneminde anne adayında birtakım değişiklikler meydana gelmektedir. Bu değişiklikleri şöyle sıralamak mümkündür:
-Vücut ısısında artış gözlenir.
-Demir ihtiyacının artmasına bağlı olarak ek demir ihtiyacı oluşur.
-Trombosit düzeyinde azalma meydana gelir.
-Safra taşı oluşma olasılığı atmaktadır.
-Idrar hacminde artış meydana gelir
-Kortizon hormonu düzeyinde artış gözlenir.
-Gebelikte anne serumunda progesteron ve östrojen düzeylerinde artış meydana gelir.
-Hipofiz bezinde hafif oranda büyüme meydana gelir.
-Gebelik sürecinde artan kalp hızı ve kardiyak output doğum esnasında daha fazla artış göstermektedir.
-Ilk üç ayda kan basıncında düşme meydana gelir. Meydana gelen bu düşme gebeliğin son aylarında tekrar normal düzeyine yükselir.
-Kreatinin kilirensinde artış meydana gelir.
-Solunum hızında bir değişme söz konusu değildir.
GEBELİK DÖNEMİNDE BESLENME
Gebelik sürecinde, hem anne hem de bebek bebek açısından beslenmenin önemi son derece önemli bir durumdur. Anne adayı bu süreçte tek yönlü beslenmeden kaçınmalı günlük tüketmesi gereken vitamin, mineral, yağ, karbonhidrat, desteğini düzenli olarak almalıdır. Bununla birlikte gebelik sürecinde alınması beklenen ideal kilo 10-12 aralığındadır.
Gebelik süreci boyunca aşırı yağlı ve şekerli yiyeceklerden, hamur işlerinden bütün olduğunca kaçınmak gerekmektedir. Günlük öğün sayısı yaklaşık olarak 5-6 civarı olmalıdır. Fast-food tarzı yiyeceklerden uzak durmalı, besleyici yiyeceklere yönelmek gerekmektedir. Gerekli protein desteği et ve süt ürünleri tüketimi ile sağlanabilmektedir. Omega 3 desteği açısından haftada 1-2 kez balık tüketilmesi bebeğin beyin gelişimi açısından günde 2 3 adet ceviz tüketilmesi son derece önemlidir.
EMZİREN ANNENİN BESLENMESİ
Emzirme dolayısıyla annenin vücudundan süte fazla oranda vitamin ve mineral geçmesinden dolayı emzirme annenin metabolizmasını büyük ölçüde etkileyen bir durumdur. Bundan dolayı bu süreçte beslenme bir o kadar önemli ve üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir mevzudur. Buna bağlı olarak anne bebeğin emzirme sürecinde daha fazla mineral, vitamin ve enerji almak durumundadır. Tüm bunlara bağlı olarak günlük alınması gereken protein gereksinimi de artmıştır.
Emziren anneler bu süreçte vitamin yönünden zengin bir diyet uygulamalı, gerekirse bir uzmandan yardım almalıdır. Tüm bunlarla birlikte anne, gündelik sıvı ihtiyacını da karşılamayı ihmal etmemeli, sıvı tüketiminin süt üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğu unutulmamalıdır. Ne kadar çok sıvı alınırsa süt üretimi de o kadar fazla olmaktadır.
GEBELİK DÖNEMİNDE GİYİM NASIL OLMALI
Gebelikte Ne Tür Kıyafetler Giyilmemeli?
Gebelik süreci boyunca bacakları sıkan dar çoraplar, dar pantolonlar, belin sıkan kemer ve giyecekler, karın ve göbek kısmını sıkan giysiler, sert ve dar sütyenler, sentetik ve naylon iç çamaşırlarından kaçınmak gerekmektedir.
Ne Tür Kıyafetler Tercih Edilmeli?
-Geniş ve rahat olan şort eşofmanlar
-Yumuşak ve rahat sütyenler, pamuklu çamaşırlar
-Rahat ve bol t-shirtler, elbiseler, etekler
-Ödem oluşumunu önlemek için rahat ve geniş ayakkabılar tercih edilmelidir. Bununla birlikte ayakkabı topuğunu yaklaşık olarak 2-3 cm civarı olması en uygun olanıdır. Tamamen düz ya da yüksek topuklu ayakkabılar, vücut dengesi açısından tercih edilmemelidir.
Gebelik sürecinde mayo ve bikini giymek, deniz ya da havuza girerek yüzmek mümkündür.
GEBELİK SÜRECİNDE KİLO ALIMI
Normal koşullarda bir anne adayının olması gereken kilo oranı 9-12 kg aralığıdır. Bununla birlikte eğer anne adayı gebelik başlangıcında çok zayıf ise 15-17 kilo kadar alması normal kabul edilmektedir. Aşırı kilolu ise 7-8 kilo alması yeterlidir.
Kilonuzu Ölçerken Nelere Dikkat Etmeniz Gerekir?
-Geneliğiniz sürecinde kilo alışınızı kontrol etmek istiyorsanız kendinize ait bir tartı edinin.
-Kilonuzu her hafta bir kere sabah kahvaltısından önce kıyafetleriniz üzerinizde iken ölçerek düzenli bir şekilde kaydedin.
-Kilo ölçümlerinizi sabah aç karına yapmaya dikkat edin. Yemek ardından ya da akşam saatlerinde ölçüm yapmanız,yanıltıcı sonuçlar edinmenize neden olabilir.
Gebelik süresince düzenli olarak aynı tartıyı kullanmanız ve tartılmadan önce ibrenin sıfırda olmasına dikkat etmeniz, sağlıklı sonuçlar elde etmeniz açısından son derece önemlidir.
GEBELİKTE SPORUN FAYDALARI
Gebelikte spor ve egzersiz yapmak, anne adayı için son derece faydalı bir durumdur ve doktorun bir sakınca görmemesi ve onay vermesi halinde mutlaka yapılması gerekmektedir. Eğer özel bir risk taşımıyor iseniz doktorunuz egzersiz yapmanızda herhangi bir sakınca görmeyecektir. Gebeliğin 3. ayından itibaren egzersizlere başlamak, anne adayı için en uygun olanıdır.
Gebelikte Spor ve Egzersizin Faydaları Nelerdir?
-Bel ve sırt ağrılarınızın azalmasına büyük ölçüde yardımcı olmaktadır.
-Annede özgüven artışı sağlar.
-Normal doğumun kolaylaşmasına, kısa sürede gerçekleşmesine ve sancıların azalmasına yardımcı olur.
-Gebelikte meydana gelebilecek şişlik ve ödemelerin azalmasını sağlar.
-Annenin dengeli bir şekilde kilo almasına vesile olur.
-Gebelikte oluşabilen duruş bozukluklarını azaltmada yardımcıdır.
ABORTUS (DÜŞÜK)
Çeşitli nedenlere bağlı olarak gebeliğin 20. haftadan önce sonlanması durumu, düşük olarak ifade edilmektedir. Meydana gelen tüm gebeliklerin yaklaşık olarak % 20 si düşükle sonuçlanmaktadır.
Nedenleri
1)Bebeğe Bağlı Faktörler
Bu gurubu daha ziyade kromozom bozuklukları oluşturmaktadır. Bu anlamda en çok meydana gelen kromozom bozuklukları trizomilerdir. Bebeğe bağlı olarak meydana gelen düşüklerin yaklaşık olarak %50 sini kromozom sorunları oluşturmaktadır.
2)Anne Babaya Bağlı Nedenler
Anne va babadan birinde translokasyonu olması halinde gebelik düşükle sonuçlanmaktadır. Bununla birlikte anne adayının akne tedavisinde acutane adlı ilacı kullanması da düşüğe neden olmaktadır.
3)Rahime Bağlı Faktörler
Rahim ağzında gevşeme durumunda ya da rahim içerisinde perde olması halinde 14-20. hafta aralığında düşük meydana gelebilmektedir.
DIŞ GEBELİK
Sperm ve yumurta hücrelerinin birleşmesi neticesinde meydana gelen gebelik ürününün rahim dışında bir yere (daha çok fallop tüpleri) yerleşmesi ile oluşan gebeliğe dış gebelik adı verilmektedir. Erken saptanması halinde ameliyatsız tedavisi mümkündür. Bu anlamda anne adaylarına düşen en önemli görev, oluşabilecek dış gebelik tehlikesine karşı, erken dönemlerden itibaren kontrole gitmektir.
Kimlerde Sık Rastlanır?
-35 yaş üzerindeki kadınlarda
-Daha önce dış gebelik geçirmiş olanlarda
-Birden fazla kürtaj operasyonu geçiren kadınlarda
-Tüp etrafında yapışıklık olanlarda
-Daha önce kısırlık tedavisi gören kadınlarda
-Korunma yöntemlerindeki başarısızlıklar sonucu meydana gelen gebeliklerde
-Yumurtalıklarında kist bulunanlarda
-Çok fazla sigara tüketen kadınlarda
-Tüplerinde doğumsal anormallik bulunan kadınlarda daha çok rastlanmaktadır.
GEBELİKTE CİNSEL İLİŞKİ
Gebelikte cinsel ilişki, anne ve baba adaylarının doktorlarına pek çok kez sormadıkları ve belki de soramadıkları, bu yüzden de bilgilerinin son derece eksik ve yetersiz olduğu bir konu durumundadır. Aynı şekilde doktorlar da çoğu kez anne ve baba adaylarıyla yaptıkları görüşme anlarında bu konu üzerinde pek fazla durmamaktadırlar. Bu nedenlerden dolayı gebelk sürecinde cinsellik konusu çoğu zaman gebelikle ilgili bir sorun yaşandığında gündeme gelir ve bu durumda da genellikle cinselliğin bir süre yasaklanması kaçınılmaz olur.
Gebelik dönemi hiç şüphesiz ki anne adayında çeşitli bedensel ve ruhsal değişikliklerin oluştuğu bir süreçtir. meydana gelen bu değişikliğe bağlı olarak libido gebeliğin bazı dönemlerinde azalabilmekte, bazı dönemlerinde normalleşebilmekte ve hatta bazen artış gösterebilmektedir. Libidodaki bu değişiklikler anne adayında belirgin bir şrkilde gözlenmektedir. Baba adayında ise öyle bir değişme ya çok hafiftir ya da hiç yoktur.
Gebelikte cinsel ilişkiye girmenin, özel sağlık problemi mevcut değilse, anne ve bebek açısından bir sakıncası yoktur. Ancal yine de çok sık olmaması ve enfeksiyonlara neden olması halinde derhal doktpra başvurulması son derece önemlidir.