Avrupa’da batı medeniyeti kavramı ilk olarak yunanlılarla başlamış olup daha sonrada Romalılar tarafından geliştirilmiştir. Roma imparatorluğunun çöküşüyle batı medeniyeti karanlık bir çağa girmiştir. Daha sonra Rönesans döneminde batı medeniyeti tekrar gelişmeye başlamıştır.
Avrupa’daki orta çağ gezginlerinin İslam bilimini keşfetmesiyle Rönesans’ın ilk temelleri atılmıştır. Bu dönemde doğudan akan medeniyet nehri batıya ulaşmıştır. Halep’te bulunan Emevi Cami’sinde bulunan bilim ve astronomik araçlar Müslümanların dini ve bilimi sorunsuzca bir araya getirerek çalışmalar yaptığını ortaya koymaktadır. Orta çağda İslam dünyasında namaz vakitlerini belirlemek için basit araçlardan daha karmaşık teknolojik araçlar ürettikleri görülmektedir. Dini merkezlerde aynı zamanda bilim ve astronomi alanlarında da çalışmalar yapılmasına olanak sağlamışlardır. Müslümanlar İslamiyet’in doğuşuyla beraber yedi yüz yıl boyunca dünyanın bilimsel anlamda liderleri olmuştur. Tıp, astronomi ve mimari alanlarda da bir çok adım atmışlardır. Ortadoğu’da bu dönem İslamiyet’in altın çağı olarak bilinirken, batı daha gelişiminin ilk zamanlarındaydı. Bu dönemde Avrupa’da bilgi kaynağı yönünden eksiklikler bulunmaktaydı. Haçlı seferleriyle beraber bazı araştırmacılar Arap bölgesindeki bilimi öğrenmek amacıyla gelmişti. Bu insanlardan biri de Adelard’tır. Adelard İslam bölgesinde gördüğü dönemin astronomi alanındaki en önemli yapıtı plan Usturlab’ı yazdığı bir risale ile İngilizlere anlatmıştır.
Batı uygarlığı İslam imparatorluğu elinde bulunan Sicilya bölgesine gelerek burada İslam bilim ve kültürüyle ilk kez uzun bir süreli birlikteliği sağlamıştır. Sicilya bölgesinde İslam biliminin batıya ilk olarak aktarıldığının örnekleri mevcuttur. Bunlardan biri de bu dönemde oluşturulmuş olan dünya haritasıdır. Batı ve doğu arasında yapılan savaşlar iki uygarlık arasında bilgi ve kültür akışını sağlamaktaydı. Haçlılar Sicilya bölgesinden sonra ispanya’yı da alarak İslam bilim ve kültürüyle daha yakın bir etkileşim içine girmiştir. Toledo’da Arap eserlerinin Latinceye çevrildiği büyük bir merkez bulunmaktaydı. Toledo’da unutulmuş olan Yunan eserlerinin yanı sıra İslam biliminin eserleri de artık batıya taşınmaktaydı. Bunun etkisi çok hızlı bir şekilde görülmeye başlanıldı. Yakın bir tarihe kadar karanlık çağda bulunan batı toplumları artık kendilerine yeni bir kültür inşa ediyordu. Bu da Avrupa’nın yeniden doğuşunda İslam imparatorluğunun etkisini gözler önüne sürmektedir. Bu dönemde Avrupa’da yapılan eserlerde İslam biliminin ve matematiğinin etkisi görülmektedir. Aristotales’in eserleri bu dönemde kurulan üniversitelerde okutulmaya başlanıldı. Ancak bu eserleri insanların anlamalarını sağlayacak hale getiren kişi İbn-i Rüşd’tür. Aristotales’in eserlerini yorumlayarak batıya sunmuştur. Floransa şehri dünyanın merkezinin doğudan batıyakaymasında ve Avrupa uygarlığının olgunlaştığı aynı zamanda batının orta çağdan çıkmasını sağlayan yeni fikirlerin ortaya çıktığı bir yerdir.
Orta çağda yaşayan Avrupa’daki bilim adamları Müslüman bilimciler ve filozoflardan gördükleri şeyleri modern dünyayı şekillendirecek bir hale getirdiler.