Evet sevgili okuyucular. Bugün ülkemizin dinmek bilmeyen sıkıntısından birini sizlerle paylaşacağım. Biliyorsunuz ki sporcularımız,  düzgün bir şekilde yetiştirilmiyor. Bundan dolayı ki olimpiyatlarda nal topluyoruz. Peki bu suç kime ait? Sporcuları yetiştiremeyen Türk hocalar mı, ülkemizin yürüttüğü spor politikaları mı yoksa eğitim sistemi mi?
Türkiye deki 78 milyon nüfusumuza bakarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz, lisanslı sporcu sayımız birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere bakılarak düşük seviyede. Bunun nedenlerinin en başında bana göre eğitim sistemimizin henüz ne olduğu belli olmayan spor politikamızla paralel yürümeyişi. Şimdi gelin ülkemizde ki eğitim sisteminin spor üzerindeki kıyımına bir göz atalım.
Yetenek Seçimi
Parantez içerisinde yazılı olan sayılar ilgili spor branşına göre elit sporcu olmak için hangi yaşta o spor branşına başlanması gerektiğini belirtmekte. Basketbol (7-8), jimnastik (6-7), yüzme (5-7), futbol (9-10),tenis (6-8), eskrim (7-8), atletizm (10-12), voleybol (10-11) vb. Diyeceğim o ki çoğu spor branşının başlama yaşı ilköğretim çağı. Buradan soracağımız sual şu; “Bu yaştaki çocuklar en doğru branşlara nerede ve kim tarafından yönlendirilebilir?” ve akla gelen ilk cevap “tabi ki okulda ve beden eğitimi öğretmenlerimiz tarafından yönlendirilir.” sorunda, kıyımda tam bu noktada başlıyor. Çünkü; en olması gerektiği yerde, bu yaş grubuna yönelik müfredatta beden eğitimi dersi maalesef yok! 
Dolayısıyla çocukları spora yönlendiren, onlara sporun gerekliliğini anlatan birileri de yok! Geldik ortaokul çağına, öğrencinin beden eğitimi dersi var fakat öğretmeni beden eğitimi öğretmeni değil! Nasıl mı? 
Şuan M.E.B bünyesinde binlerce “sınıf öğretmeni” beden eğitimi ve spor öğretmeni sıfatıyla beden eğitimi derslerinde görev alıyor. Gel bir de buradan yak. Kim kimi nereye yönlendirecek?
Sınav Sınav Sınav…
Hadi diyelim aile bilinçli, çevre bu konuda itici kuvvet veya hasbelkader bir beden eğitimi öğretmenine denk gelmiş şanslı bir çocuk… Başlaması gerektiği yaşta bir spor branşına başladı çokta başarılı devam ediyor. Gel gelelim liseye giriş sınavları kapıya dayanıyor. İşte ilk kıyımdan etkilenmeyenlerin birçoğu burada kıyıma uğruyor. Bireyin bulunduğu ergenlik çağı, aile ve çevre baskısı kıyıma ortak oluyor ve spor bir şekilde bireyin hayatından yok oluyor. Buradan kurtarabildiğimiz sağları da üniversiteye girişte harcıyoruz. Kısacası eldeki elit sporcu adaylarımızın %90’ını on sekiz yaşına varmadan emekli ediyoruz.
Okul & Spor Kulüpleri
Birçok Avrupa ülkesinde ve ABD’de spor politikası bizdekinin aksine okulların üzerinden yapılmakta ve bu düzen iyi şekilde planlandığında gayet başarılı işlemekte. Özellikle lise ve üniversite düzeylerinde sporcular önemli okullarda ve  bölümlerde burslu şekilde eğitim hayatını sürdürürken, aynı zamanda bu okullar bütününün oluşturduğu üst düzey kaliteli lig ve yarışmalarda mücadele ediyorlar. Ülkemizde de son yıllarda üniversiteler düzeyinde buna dönük çalışmalar yapılsa da şuan için bunun çok uzağındayız.
Neler Yapılmalı?
Öncelikle sporcuları seçebileceğimiz en önemli çatı olan ilkokullarımızın müfredatına “beden eğitimi ve spor” dersini mutlaka ve acilen getirmeliyiz. Bu dersin yegane muhatabı olan beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin daha nitelikli ve donanımlı halde mesleğe başlamalarını sağlamalıyız. Bunun için yine daha donanımlı ve nitelikli öğretim elemanlarına ihtiyacımız var.
Kulüplerin üzerinden yük alınıp tamamen kolej sistemine geçilmeli ve bunun için rekabet ortamı oluşturulmalı. Böylece liseye giriş ve üniversiteye girişte daha iyi okullarda ve bölümlerde okumak için spordan uzaklaşan nesiller yerine sportif açıdan daha çok çalışıp, başarılı olduğu zaman bu okulların arkasından koşacağı bilincinde olan sporcu nesillere ulaşmış oluruz.
Ayrıca olimpiyat isteğimizi ulus olarak güncel tutup bunun yanında uluslararası arenada sürekli ses getirecek projelere ihtiyacımız var. Olimpiyatların ülke spor politikası üzerindeki olumlu sonuçlarını tartışmaya bile gerek duymuyorum. Zira çok fazla uzağa gitmeden bir milyar üç yüz bin nüfuslu Çin’in spor politikasının “2008 Pekin Olimpiyatları” öncesi ve sonrası arasında hem ekonomik hem sportif başarı farkına bakmamız yeterli olacak.


Yemliha Toker
Profesyonel SEO Uzmanı ve E-ticaret uzmanıyım. https://yemlihatoker.com web adresim aracılığı ile SEO hakkında yanlış bilinen gerçekleri bildirmek ve SEO'yu öğrenmek isteyen herkese yardımcı olmaya çalışıyorum.