Morpa kampüse giriş


morpa kampüse giriş

Morpa 1980 yılı itibari ile Dünya ve Türk klasik kitaplarının yayımlanması ve satışı ile sektöre giriş yapmış bir firmadır. Sonrasında 1995 itibari ile okul öncesi eğitim amaçlı yayınlarla eğitim alanına da girmiş oldu. Tam olarak 3 yıl sonra 1998 yılında ilköğretime yönelik yardımcı eğitici kitaplarla devam etti. 2007 yılında ise günümüzdeki  Morpa Kampüs‘ün kurulumu yapıldı.

 Morpa Kampüs Nedir ?

Morpa Kampüs tam olarak  ilkokul ve ortaokul öğrencileri ve buna paralel öğretmenlerine derslerinde yardımcı olma amaçlı kurulmuş, Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına  tamamen uygun şekilde , çok fazla içeriğin  ve detaylı raporlamanın bulundu bir websitesi portalıdır.

Bu eğitim portalı sayesinde öğretmenler öğrencilerini, veliler çocuklarını, yöneticiler ise okullarındaki tüm öğretmen ve öğrencilerin çalışmalarını takip edebilmektedirler.  Öğretmenler sınıflarında bulunan öğrencilerin eğitimdeki gelişimini detaylı olarak raporlarla izleyebilir, öğrencileriyle ya da beraberindeki diğer öğretmenlerle paylaşımlarda bulunabilirler.

Morpa Kampüs ilkokul 1, 2, 3 ve 4. sınıf, ortaokul 5, 6, 7 ve 8. sınıf öğrencileri, sınıf ve branş öğretmenleri, okul yöneticileri ve üye öğrencilerin velileri tarafından kullanılmaktadır.

Morpa Kampüs İçeriği

Morpa Kampüs’te ilkokul 1, 2, 3 ve 4. Sınıf, ortaokul 5, 6, 7 ve 8. sınıf dersleri için hazırlanmış ve MEB müfredatına uygun;

  • Konu Anlatımları
  • İnteraktif Çalışmalar, Etkinlikler
  • Sınavlar
  • Ödev Yaprakları
  • İnteraktif Ödevler
  • Çözümlü Soru Videoları
  • Britannica School
  • BBC Belgeselleri
  • BBC Muzzy İngilizce Videoları
  • Belgeseller
  • Deneyler
  • Zengin E-kütüphane
  • Ödüllü Yarışmalar
  • Detaylı raporlama ve daha fazlası yer almaktadır.

İçerikle ilgili detaylı bilgi almak için lütfen “Neler Var?” sayfasını ziyaret ediniz.

Morpa Kampüste Neler Var?

Morpa Kampüs’e Nasıl Üye Olunur ?

Morpa Kampüs’e öğrenciler web üzerinden kredi kartı, banka havalesi, posta çeki, kargoyla kapıda ödeme seçenekleriyle üye olabilirler.

Üyelik süresi, üyeliğin başladığı tarihten itibaren bir yıldır ve üye öğrenciler ağustos ayında otomatik bir üst sınıfa geçerler.
Bu sayede Morpa Kampüs’e dilediğiniz zaman üye olabilir, bir yıl boyunca kullanabilirsiniz.

Üyelikle ilgili detaylı bilgi almak içi lütfen Nasıl Üye Olunur? sayfasını ziyaret ediniz.

Morpa Kampüse Nasıl Üye Olunur?

Öğrenciler Morpa Kampüs’e Neden Üye Olmalı?

  • Derste öğrendiklerini evde istedikleri kadar tekrar edebilirler.
  • Sesli ve animasyonlu konu anlatımları, çalışmalar, çözümlü sorular, deneyler, belgeseller ve ödevler sayesinde konuyu daha iyi anlarlar.
  • Binlerce soruluk testleri çözerek başarılarını artırabilir ve sınavlara hazırlanabilirler.
  • Çalışmalarındaki başarı durumunu ayrıntılı şekilde raporlayabilirler.
  • Öğretmenlerinin gönderdiği ödevlere, sınavlara ve dokümanlara ulaşabilirler.
  • Türkiye genelinde yapılan ödüllü bilgi yarışmalarına katılabilirler.
  • Derslerle ilgili en kapsamlı içeriğe en uygun fiyata sahip olabilirler.

 

Öğretmenler Morpa Kampüs’e Neden Üye Olmalı?

  • Öğrencinin ilgisini çeken animasyonlu konu anlatımlarıyla dersi daha rahat anlatıp konunun pekiştirilmesini sağlayabilirsiniz.
  • Sınıf içi motivasyonu artıran eğlenceli ve interaktif etkinliklerden faydalanabilirsiniz.
  • Müfredata uygun binlerce soru ve test sayesinde öğrencilerinizi daha iyi ölçebilirsiniz.
  • Detaylı raporlama sayesinde öğrencilerinizin gelişimi hakkında tam ve doğru bilgi sahibi olabilirsiniz.
  • Hazırladığınız sınavları, ödevleri ve dokümanları öğrencilerinizle ve zümredeki diğer öğretmenlerle paylaşabilirsiniz.
  • Dersleri daha eğlenceli hâle getirmek için eğitsel oyunlar ve bilgi yarışmalarından faydalanabilirsiniz.
  • Yüzlerce kitaptan oluşan zengin bir içeriğe sahip e-kütüphaneden yararlanabilirsiniz.

Veliler Morpa Kampüs’e Neden Üye Olmalı?

  • Çocuğunuzun bilgisayar başında eğitici ve eğlenceli bir şekilde zaman geçirmesini sağlayarak onu zararlı sitelerden koruyabilirsiniz.
  • Çocuğunuzun ne kadar çalıştığını görebilir, test ve sınavlardaki başarısını takip edebilirsiniz.
  • Çocuğunuzun etkileşimli etkinlikler, ödüllü yarışmalar ve eğitsel oyunlarla derslerden kopmadan, eğlenerek öğrendiğini gözlemleyebilirsiniz.
  • Çocuğunuzun öğretmenleriyle iletişim kurabilir, çocuğunuza onlar tarafından atanan ödev ve dokümanları takip edebilirsiniz.
  • Çocuğunuzun istediği her yerde, istediği konuyu, istediği kadar tekrar etmesi sayesinde çocuğunuza daha etkili ve daha ekonomik öğretim imkânı sunabilirsiniz.

Yöneticiler Morpa Kampüs’e Neden Üye Olmalı?

  • Tüm öğretmenlerin ve öğrencilerin çalışmalarını izleyebilir, çalışmalar hakkında detaylı raporlara ulaşabilirsiniz.
  • Okulunuzda ücretsiz ve ödüllü online sınavlar yapabilirsiniz.
  • Okulunuzla ilgili duyuruları öğretmen ve öğrencilerinize kolaylıkla iletebilirsiniz.
  • Öğretmen ve öğrencilerinize mesaj atabilirsiniz.
  • Oluşturduğunuz materyalleri öğrencilerle paylaşabilirsiniz.
  • Öğretmenlere doküman ve belgelerinizi gönderebilirsiniz.
Öğretmenler Nasıl Üye Olabilir?
  • Morpa Kampüs, ilkokul ve ortaokullarda görev yapmakta olan sınıf ve branş öğretmenlerine ücretsizdir.
  • Öğretmenler sadece seçtikleri sınıfın veya branşın derslerine ait içeriğe, ölçme ve değerlendirme araçlarına ve eğitim ortamında kullanacağı tüm bilgi, veri ve dokümanlara ulaşabilirler.

 Morpa Kampüs’e Nasıl Üye Olunur

Değerli Öğretmenimiz,

Morpa Kampüs’e giriş yapabilmek için;

  • ÖĞRETMEN BELGESİ İLE ÜYE OL” butonuna basınız.
  • Üyelik bilgilerinizi doldurarak üye olunuz.
  • Ekrana gelen kullanıcı kodunu ve şifreyi not ediniz.
  • Öğretmen belgenizi “0212 512 62 46” numaralı telefona faksla ya da info@morpakampus.com adresine e-posta yoluyla gönderiniz.
  • Üyeliğiniz onaylandıktan sonra Morpa Kampüs’ü kullanmaya başlayabilirsiniz.*

* Özel okulda görevliyseniz ücretsiz üyeliğinizin onaylanması için okulunuzun Morpa ile kurumsal anlaşma yapması gerekmektedir.

Öğretmen Belgesi ile Üye Ol

Veliler Nasıl Üye Olabilir?
  • Veli üyeliğinden yararlanabilmeniz için çocuğunuzun Morpa Kampüs’e üye olması gerekmektedir.
  • Veli üyeliğinin süresi çocuğunuzun üyelik bitim tarihine kadardır.
  • Bu üyelikle çocuğunuzun gelişimini takip edebilir, sınav başarılarını ve katılımlarını görebilirsiniz.
  • Morpa Kampüs veli üyeliği ücretsizdir.
Yöneticiler Nasıl Üye Olabilir?
  • Morpa Kampüs, ilkokul ve ortaokullarda görev yapmakta olan ilkokul ve ortaokul yöneticileri ile yönetici
    yardımcılarına ücretsizdir.
  • Okul yöneticileri tüm sınıfların derslerine ait içeriğe, ölçme ve değerlendirme araçlarına ve eğitim ortamında
    kullanacağı tüm bilgi, veri ve dokümanlara ulaşabilirler.
  • Başvurunuzu yaptıktan sonra yönetici belgenizi veya görev yeri belgenizi bize ulaştırmanız gerekmektedir.
Deneme Üyeliği
  • Deneme üyeliğinden yararlanabilmek için Morpa Kültür Yayınları tarafından temin edilmiş ISBN Numarasına sahip olmanız gerekir.
  • Deneme üyeliğinden her öğrenci sadece 2 kez yararlanabilir.
  • Deneme üyeliği ücretsiz olup kayıt olunan tarihten itibaren belirtilen günler arasında geçerlidir.
Öğrenciler Nasıl Üye Olabilir?
Öğrenci iseniz Morpa Kampüs’e aşağıdaki seçeneklerden birini kullanarak üye olabilirsiniz.
Kredi Kartı
Morpa Kampüs’e internet üzerinden kredi kartıyla en uygun fiyata ve hemen üye olabilirsiniz.
Kapıda Ödeme
Kargoyla kapıda ödeme seçeneğiyle “Öğrenci Üyelik Kartı”na sahip olabilirsiniz. Öğrenci üyelik kartınız kapınıza kadar getirilir ve ödemenizi nakit olarak ya da kredi kartıyla yapabilirsiniz.
Havale
Banka veya posta çeki havalesi yaparak “Üyelik Kartı” satın alabilirsiniz. Havale yaptıktan sonra cep telefonunuza “Aktivasyon Kodu” gönderilir. Bu kodu girerek üyeliğinizi başlatabilirsiniz.
Üyelik Kartı
“Morpa Kampüs Üyelik Kartı’nız varsa üyeliğinizi hemen başlatabilirsiniz.
Üyelik kartınız yoksa yandaki üyelik yöntemlerinden birini tercih ederek üyelik kartı satın alabilirsiniz.

Çocuk eğitimi ve Gelişimi İle Alakalı Soru ve Cevaplar

benim sorunum bilgisayar.çocuğum 4.5 yaşında bu seneye kadar kitaplara aşırı düşkünlüğü vardı.biz bu sene bazı eğitim cd lerinden yararlanması için bilgisayar aldık ve o tamamen kitaplardan uzaklaştı.şimdi bütün hayatı bilgisayar.Gün içinde yarım saatlik 2 seferden başka bilgisayarda oturmasına izin vermiyoruz ama kitap konusunda eski hevesi kalmadı.sizce interaktif eğitimin okul öncesi eğitimdeki yeri ne olmalıdır.acaba bu yaşta bilgisayar alarak yanlış mı yaptık.teşekkür ederim.

CEVAP

Dijital dünyaya merhaba!
Çocuğu yetişkinden ayıran en güzel özelliklerden biri de sahip olduğu merak duygusudur. Bastırılmamış, “başkaları ne der” görüşünün ağırlığı altında “ezilmemiş” bu merak duygusu onun sürekli yeni keşifler yapmasına neden olmaktadır. Ve bundan dolayı çocukların ne kadar mutlu olduklarını tüm anne babalar bilirler. Bazen en ufacık bir yeni keşif bile ellerini çırpmalarına, yüzlerinde şaşkın bir ifade oluşmasına neden olmaktadır.
Öncelikle anne babalar olarak çağımızın dijital bir çağ olduğunu hiç unutmayalım. Bu yüzden çocuklarımızı bilgisayardan “uzak tutmayalım”! Uzak tutmayalım derken tabii, bunun içinde pek çok şey barınıyor aslında. Çok uzak, ya da aşırı yakın olmamasını nasıl sağlamalı? Bilgisayar da artık bir “okur-yazarlık” gerektiriyor. Çocuklarımıza bunu verebilmek için önce ebeveynin bu konuda genel bir bilgiye sahip olması gerekiyor.
Diğer taraftan çocuklarımızın sağlıklı iletişim türlerini devam ettirebilmeleri için yapılması gerekenler var. Sadece “yeni nesil artık cep telefonu, bilgisayar vb. içine boğulmuş” demek yetmiyor. O zaman ne yapmalı?
Dört buçuk yaşında bir çocuğun annesi olarak size önerilerim şunlar olabilir:
1)     Şu anki uygulamanızı devam ettirebilirsiniz, süre olarak uygun. Çocuğa yeni bir şeyi merak etti diye ceza verilmesini uygun bulmuyorum.
2)     Çocuğunuzun kitaplara ilgisizleşmeye başladığı konusunda endişelenmeyin! Sadece şu anda yepyeni bir şeyle tanışmış durumda. Doğal olarak bilgisayarın her şeyini keşfetmek isteyecektir. Onun için ne büyük bir yenilik olduğunu düşünmeye çalışın.
3)     Kitapla bilgisayarı istemeden de olsa “rakip haline” getiriyor musunuz? Lütfen buna dikkat edin.
4)     Bilgisayarı evinize neden aldığınızı ona arada sırada anlatmanız onun ne işe yaradığını anlaması için olumlu olacaktır.
5)     Bilgisayarı sizin de ne tür işlerde kullandığınızı basitçe anlatarak gösterin.
6)     Bilgisayar oyunlarını ya da almış olduğunuz eğitsel cd’leri mutlaka oğlunuzla birlikte oynayın. Bir başka deyişle oğlunuzu bilgisayarla tek başına bırakmayın.
7)     Sevdiği diğer etkinlikleri de birlikte yapmaya çalışın.
8)     Okul öncesi eğitim alıp-almadığını belirtmemişsiniz, ama eğer alıyorsa zaten bilecektir (yok değilse de siz anlatabilirsiniz): her etkinlik için gün içinde ayırdığımız zamanlar vardır. Dolayısıyla kitap okuma saati, puzzle yapma saati, resim yapma zamanı, bilgisayar oynama zamanı gibi etkinlik zamanları oluşturabilirsiniz.
İnteraktif eğitimin okul öncesindeki yeri konusunda ise özetle söylemek istediğim şu: Artık ülkemizde de e-öğrenme gibi konular tartışılıyorsa, ki dünyada bu yüzyılın başından beri bu konu gündemde, bilgisayarın sunduğu hizmetleri eğitimin hizmetine nasıl kullanabiliriz diye düşünmenin zamanı geldi. Tabii, bunun için bir eğitim felsefesine kesinlikle ihtiyaç var. Kanımca bu fırsatların da mutlaka kullanılması gerekir. Yalnız bunun için eğitmenlerin de eğitim alması şart.
Bütün ebeveynler çocuklarına kendi sahip oldukları imkanların daima daha fazlasını vermek isterler. Bu nedenle kendinizi “Acaba yanlış mı yaptık?” diye suçlamayınız lütfen. Günümüz çocukları bilgisayarla erken tanışıyorlar. Bu tanışıklığın bir “dostluğa” dönüşmesi için yardımcı olmaya çalışmalısınız diye düşünüyorum…
Sakarya’ya sevgiler!

SORU

Merhabalar
Benim iki oğlum var biri 6 yaşında diğeri 4 yaşında şuan ikiside anaokuluna devam etmekteler, çok şükür okul problemimiz yok, benim danışmak istediğim önümüzdeki yıl büyük oğlum ilköğretime başlayacak buarada ben çalışıyorum ve oğlumu etütlü bir okula vermek istiyorum bu konuda doğal olarak bazı endişelerim var.
Etütlü okul bildiğiniz gibi sabah 9-18.00 acaba bu saatler arasında çocukta bıkkınlık olabilirmi, eğitimden soğurmu, kısacası mecburiyetten bu tarz bir okula göndermem gerekiyor psikolojik açıdan çokmu baskı altında kalır, yarım gün bir okula göndersem oda çare değil nasıl davranmam gerekiyor, şimdiden teşekkürler

CEVAP

Sevgili anne,
Endişelerinizi giderecek birkaç yol var. Bunlardan biri seçmeyi düşündüğünüz okulu ziyaret etmeniz. Okul idaresi size şimdiden gerekli bilgileri verecektir. Bence şanslısınız, çünkü MEB’nın geçen eğitim-öğretim yılından beri uygulamaya koyduğu bu etütlü programa devam edebileceksiniz. Doğal olarak önce acaba çocuğum sıkılır mı diye düşünüyorsunuz. Okulu ziyaret ettiğinizde de öğreneceksiniz ki, ders saatleri sonunda öğrenciler yeniden ve sadece ders yapmıyorlar. Okuldan okula uygulamalar farklılık gösterebilir, ancak etüt dışında başka sosyal faaliyetler mutlaka olacaktır.
Çocuk eğer okulda mutlu bir şekilde zaman geçiriyorsa bahsettiğiniz “soğma” veya “baskı” olmayacaktır. Sınıf uyumu bu anlamda çok önemlidir. Bu konuda da sınıf öğretmeninden destek alabilirsiniz. Ama bütün bunlar için daha bir yılınız var! Rahatlayın, göreceksiniz, okulunuzla iletişiminizi iyi sürdürdüğünüz taktirde her şey yolunda gidecektir. İki çocuğunuzun da anaokuluna devam ediyor olması okula çok rahatlıkla uyum sağlayacaklarının göstergesi. Zaten zamanla ilgili sınırlara ve düzenlemelere alışkanlıkları mevcut.
Sağlıklı, mutlu günler dileği ile…

SORU (OĞLUM YEMEK YEMİYOR)

Çalışan anneyim 5 yaşında dünya tatlısı bir oğlum var.Babası yoğun çalışıyor.Genelde oğlumla iyi vakit geçiriyoruz.Ancak yemek saatleri bize azap oluyor.Yemek yememek için elinden geleni yapıyor,illa benim yedirmemi istiyor.Birde herhangi bir kouda acele ettiğim zaman sürekli oyalanıyor(dışarı çıkacağımız zaman üzerrini giyinmek istemiyor gibi).Tşk ler.

CEVAP

Merhaba sevgili anne,
Yaşadığınız sorunu pek çok aile paylaşmakta. Her şeyden önce hemen şunu söylemek istiyorum: oğlunuz kendi başına yemek yiyebilecek yaşta! Lütfen döküp saçsa da onu bu konuda destekleyin. Ve taviz vermeyin! Az veya çok, yemeğini kendi başına yemesini sağlayın. Bunun için ona özel çatal, kaşık veya tabak gibi küçük ayrıntıları kullanabilirsiniz. İlla sizin yemek yedirmenizdeki ısrarı aslında sizin ona özel ilgi göstermenizi istemesi ile ilgili. Bu yüzden, eminim ki zaten öyle yapıyorsunuz, sevginizi her fırsatta göstermeyi ihmal etmeyin. Fakat hatırlatıyorum, sizin de ısrar etmeniz gereken konular var.
İkinci konuya gelince, “her hangi bir konuda acele ettiğim zaman” demişsiniz, yani acelesi olan sizsiniz, oğlunuz değil, bunu kendiliğinden anlamasını ondan beklemek biraz haksızlık olur. Üstelik belki de sizin çıkmak istediğiniz zamanda o en sevdiği oyunu bırakmak zorunda veya kendine göre, henüz size aktarmadığı bir isteği vardı. Eh, biz olsak, yetişkin olarak “ Ama benim de bu saatte yapmak istediğim şeyler vardı” deyip itiraz edebiliriz, acaba bir çocuk bunu yapabilir mi? Üstelik de en sevdiği annesi onu sıkıştırıyorsa. Galiba işler göründüğünden biraz daha karmaşık… Çocuklarımıza da, tıpkı yetişkinlere yaptığımız gibi, yaptıklarımızın sebebini aktarırsak, onlar için daha anlamlı olacaktır. İşleri belki biraz da ciddiyetten sıyırıp oyun haline sokarsak oyalanmadan giyinmelerini sağlayabiliriz. “Çabuk giyin.” veya “Giyineceksin, yoksa…” lardan ziyade ona gitmeniz gereken yere giderken hangi oyuncağını veya kitabını götürmek isteyeceği (yolculuğun süresine göre) gibi kendisinin karar verebileceği alanlar yaratırsanız işiniz eminim daha kolaylaşacaktır. Çocuğunuzla inatlaşma tuzağına düşmemenizi dilerim. Galibi belli sanırım. Şaka bir yana, günlük hayatta sizin gibi tüm ebeveynler milyon tane örneklediğiniz küçük küçük engellerle karşı karşıya. Ara sıra tökezlememek elde değil, eh anne baba olmak da az yorucu bir meslek değil!
Sevgiyle kalın…

SORU ( Çocuğum sürekli ağlıyor )

yeni kreşe başladı ama sürekli ağlıyor sabah bırakırken başlıyor ağlamaya ben işten çıkana kadar etkinliklere katıldığı zaman unutuyomuş fakat çok çabuk sıkıldığı için tekrar başlıyomuş ağlamaya uyumuyomuş sürekli problem çıkartıyomuş daha önce bakıcıdaydı birebir ilgiye alışıktı 3,5 yaşında. kendi yaşıtlarıyla oynamayı sevmiyor ne yapacağımı şaşırdım yardımcı olursanız sevinirim
teşekkürler

CEVAP

Sevgili anne,
Telaşınızı anlıyorum, ama hiç merak etmeyin, göreceksiniz, en kısa zamanda her şey yoluna girecek. Çocuğunuz için yaşıtlarıyla oynamayı sevmiyor demişsiniz, ama çok yakında keşfedeceksiniz ki, tam tersi olmuş. Çünkü yaş olarak anne ve babanın dışında, diğer çocuklarla da oynamayı isteyeceği bir süreçte.
Ağlamasına gelince, sanırım şöyle düşünürsek rahatlayacaksınız: Evin göz bebeği iken, birden bire sıradan biri olduğu bir yere gönderildi. Ne kadar da can sıkıcı! Onun her isteğini yerine getirecek kimse yok, tersine uyması gereken kurallar, öğretmeninin sevgisini paylaşması gereken başka arkadaşlar var (belki rakipler!). Eh, çocuk açısından bakınca, çok da kolay görünmüyor tablo, değil mi?
Ağlama sürecinin ne kadar sürdüğü çok önemli, eğer uzunca bir süre daha devam ederse, örneğin iki haftadan fazla (yazdıklarınızda süre ile ilgili bir şey yok, ama yeniymiş izlenimine kapıldım, bu tabii göreceli, sizin yeni diye belirttiğiniz size göre yeni olabilir, uzmana göre farklı değerlendirilebilir) o zaman daha profesyonel destek almayı düşünebilirsiniz.
Okulda (genellikle böyle isimlendiriliyor) ne yaptığı ile ilgili onu fazla sıkıştırmayın (soru sormak vs.). Onun yerine siz işten dönünce en azından 1.5-2 saat zaman geçirmeye çalışın. Her ne kadar pratikte ayarlaması biraz zor olsa da, en azından hafta sonları, aynı kuruma devam eden başka ailelerle birlikte buluşabilirsiniz. Böylece çocuklar birlikte zaman geçirmiş olurlar. Havalar soğumaya başlamış olsa da, çocuğunuzu mutlaka başka çocukların da bulunduğu park gibi yerlere sık sık götürmeye çalışın.
Eminim ki, çocuğunuz çok kısa sürede hayatındaki yeniliğe uyum sağlayacaktır. Sizin de bu durumu bir uyum süreci olarak görmeniz ve olumlu bakmanız çok önemli.
Daha sonra paylaşmak istedikleriniz olursa, lütfen yeniden yazın.
Şimdilik sevgiyle kalın…

SORU

Merhaba oğlum 3 yaşını geçen hafta doldurdu.geçen kışa kadar yemek ile ilgili hiç bir sorun yaşamadım,ama şuan sadece makarna ve kahvaltı harici hiçbir şey yemiyor herşeyi denedik abur cubur vermiyoruz seviceyi şeyleri yapıyoruz ama hep bir bahane buluyor ve yemiyor,lütfen önerileriniz bekliyorum

CEVAP

Zorluklara merhaba!
Sevgili ebeveynimiz, çocuk büyütmenin zor bir şey olduğunu mutlaka hep duymuşsunuzdur. Asıl zorluk olarak görülmesi gereken çözümsüz sorunlar diye düşünüyorum. Her şeyden önce size bir önerim olacak: lütfen çocuk gelişimi ile ilgili kitaplar (evinizde varsa, başka kaynaklara da başvurun) edininiz. En basitinden internet üzerinden arama motorları aracılığıyla “3-4 yaş gelişim özellikleri” veya buna benzer anahtar sözcüklerle pek çok veriye ulaşacaksınız. Bunu söylememin sebebi çocuğunuzun içinde bulunduğu yaş dönemi ile ilgili hangi özellikleri taşıdığı konusunda sağdan soldan duyduğunuz bilgilerin dışında, bilimsel temeli olan bilgiler edinebilmenizdir. Çünkü aslında sorunuzda da bazı ipuçları vermişsiniz. Geçen kışa kadar sorun yaşamadığınızı belitmişsiniz, yani oğlunuz o sıralarda 2 yaşlarındaydı.
2-2.5 yaş gelişimin en büyük kriz dönemlerinden biri olarak kabul edilir. Zorlu bir dönemdir. Çocuk dengesiz, olumsuz, kararsız ve isyankar olabilir. Büyüklerinin sözlerini dinlemez, hatta tersini yapar, eylemleri kısıtlandığında öfkelenir. Doğal bir geçiş evresidir. Bunu hatırlayalım.
3 yaş ise artık bağımsız bir birey olduğunu ilan etme zamanıdır. Bu evrede çocuk kendine özel ayrı bir benlik ve cinsiyet duygusu geliştirmeye başlar.
Bütün bunları bilerek neler yapabiliriz:
1)      Mutlaka her başarısını övün.
2)      Tüm çabalarını destekleyin, hatalarını görmezden gelin.
3)      Enerjisini harcamasını sağlayın (fiziksel aktivitelerle, mutlak her gün dışarı çıkarın, top oynatın, parka götürün vb.). Bu, gerilimlerini azaltır, uyku düzenini dengeler, iştahlarını açar.
Bu listeyi uzatabiliriz. Şimdi, eğer sorunuza doğrudan dönecek olursak: evin içindeki yeme alışkanlıkları da çocukları etkiler, birlikte yemek yenmesi, sofrada keyifli vakit geçirilmesi, öncesinde, sofrayı hazırlama sürecinde çocuğu da işin içine katmak. Onun başarılarını övmek bu yaşta okul vb. başarı değildir (sonrasında da sadece bu olmamalıdır!), sofraya onun yerleştirdiği tabak, kaşık, peçete vs. hep birer övgü kaynağıdır. Çocuğunuzla inatlaşmamaya gayret edin. Ara öğünlerde daha çok sevdiği şeyleri verin. Mutlak çok sevdiği bir şeyler vardır. Belki sevdiği bir oyuncağı ile birlikte yemek yiyebilirler. Sebze ve meyveleri tanıtan kartlarla oyun yapabilirsiniz. (Bunları birlikte de yapabilirsiniz, marketlerin tanıtım broşürlerinden yararlanabilirsiniz örneğin.) Sonra bu kartlarda gösterilen meyveleri tadabilir, hangi sebzelerden hangi yemekler yapılır oyununu oynayabilirsiniz. Belki de çocuğunuz yemek yemeyi reddederek bir şeyler anlatmaya çalışıyordur. Aç kalmaz, merak etmeyin, lütfen anne baba olarak onun “derdini” anlamaya gayret edin. Çocuğun düzenli yemek yemesi sadece annenin görevi değildir. Bu sürece ebeveynlerin her ikisi de katılmalıdır. Muhtemelen bahsettiğiniz sadece bir “yememe” hali değildir. Biraz düşününce, yukarıda bahsettiğim gelişim özelliklerinden de yararlanınca, yeni şeyler keşfedeceksinizdir.
Sağlıcakla kalın!

SORU Çoçuk Gelişimi – Yeteneğin geliştirilmesi

Oğlum üç yaşında.Yaklaşık 1-1.5 yaşından beri kağıt kalemle içi içe. özellikle resim yapmayı çok seviyor ve yaptığı resimler hızla gelişiyor. Bu konuda yeteneği olabileceğini düşünüyorum. Sizden ricam bu yeteneğini nasıl geliştireceğim konusunda yardım etmeniz.Bu hususta kitaplar var mı, yayınlarınızı beğenip takip ediyorum, önerileriniz için şimdiden teşekkürler..

CEVAP

Merhaba,
Öncelikle sorunuz için teşekkürler. Genellikle hep sorunlar üzerine odaklanıyoruz. Oysa ki, her hangi bir problem durum yaşamadan da çocuğumuzun gelişimini desteklemek için ve ebeveyn olarak kendimizi geliştirmek, “etrafımızdan” haberdar olmak için çaba sarf etmeliyiz. Bu anlamda sizi kutluyorum.
Resim küçük yaş grubu çocuklarının çok sevdiği bir etkinliktir. Küçük kas gelişimine destek olması gibi fizyolojik faydalarının yanında asıl önemi çocuğun ruh dünyasına açılan kocaman bir pencere olması ve çocuğa kendini ifade etmede benzersiz bir araç olması bakımından çok önemlidir. İlk başta karalama şeklinde olan çizgiler zamanla yerini daha belirgin şekillere, insan figürlerine bırakır. Oğlunuzun yeteneğine fırsat tanımak istiyorsanız aslında dikkat edeceğiniz, çok önemli ve bir o kadar da “ince” noktalar var.
1)     Onun “spontanlığına” dokunmayın. Çocuklar bir sanatçı edasıyla çizdiklerine dalarlar. (Ya da tersi oluyordur: Ressamlar bir çocuğun sınırsızlığına ulaşmak için çaba sarf ederler, kim bilir? Picasso geliyor aklıma…) demek istediğim, onun çizdiklerine müdahale etmemeye gayret edin. Belki şimdi bu çok anlam etmiyor olabilir, ama çizimi daha ilerledikçe biz yetişkinler olarak “şunu şöyle yap daha güzel olacak” gibi tehlikeli geri bildirimler verebiliyoruz. Resmine çok müdahale edilen çocuk bundan bıkıp bırakabilir. (“Eskiden ne güzel resimler yapardın…” gibi ısrarlar da bu tür sonuçlara yol açacaktır.) Her ne kadar son söylediklerim şu anda sizi pek alakadar etmese de, bunu genel anlamda söyledim. Burada esas olan çocuğu tabir caizse “rahat” bırakmak. Bu, onun dünyası, onun kendini ifade edişi… Müsaade edelim de bunu kendince yapsın.
2)     Sizin de belirttiğiniz gibi, oğlunuz muhtemel artık daha “anlaşılır” resimler yapmaya başlamıştır. Bu anlamda onu “yönlendirmemeye” gayret edin lütfen. Ona neyi nasıl çizeceğini kendisi isterse gösterin, “nasıl daha güzel yapar” kısmında fazla karışmayın.
3)     Çocuklara yönelik çizgi çalışmaları kitapları ne yazık ki ülkemizde pek yok. (en azından ben bilmiyorum). Ben de kendi çocuklarım için bu tür kitaplar aramıştım. Bir-iki tane çok güzel kitap buldum.
Philippe Leggendre, İmparo a disegnare gli animali, Edizioni EL (Daha küçük yaş grubuna yönelik, sadece çizimlerden ibaret bir kitap)

Christina Thran, İl mio primo grande libro di pittura” (Orijinali Almanca: “Meine Grosse Malschule”). Bu kitapta açıklamalar da var, o nedenle bir yetişkinler birlikte yapılması gerekiyor.
Size önerdiğim her iki kitap da İtalyanca. Başka dillerde de bulabileceğinizden eminim.

4)     Kitapların dışında, 5-6 yaşından itibaren (bazı yerlerde daha küçük yaş gruplarına yönelik olarak da mevcut) resim atölyeleri düzenlenmekte. Bunlara devam edebilir.

Bir de, farklı olarak sizin çocuğunuzun resimlerinin anlamlarını “çözebileceğiniz” kitaplar var. Yani, çocuğunuzu tanıma tekniği olarak, çizimlerin anlamları ile ilgili, çünkü her çizginin yapılış tarzı, büyüklüğü, bütün içindeki yeri, bize bazı geribildirimler veriyor. Bunlarla ilgili aklıma ilk gelen de Haluk Yavuzer’in “Resimleriyle çocuk” kitabı (Remzi Kitabevi).
Çocuğunuzun resimlerini ne kadar beğendiğinizi ona söylemeniz, evinizde uygun yerlere onları asmanız, başkaları ile paylaşmanız onu büyük ölçüde teşvik edecektir. Yalnız bu konuda da abartmamak gerekir. Bazı aileler, her konuda çocuklarının aşırı pohpohlayıp, en iyisini onların yaptığına inandırıyorlar ki, bu daha sonra yaşıtları ile okul ortamında karşılaştıklarında olumsuzluklar yaşamalarına neden olabiliyor. Yetenekleri “şişirmeden” onların yaşamasına fırsat tanımalıyız. Çünkü sanatın ruhunda özgürlük vardır.
Sevgiyle kalın…

SORU – Çoçuk Gelişimi – Okul öncesi eğitim

Merhaba, öncelikle resim yeteneği hususundaki cevabınız için teşekkür ederim, beni oldukça aydınlattı. Kafamı kurcalayan bir hususta okul öncesi eğitim konusunda. Bu konunun önemini ve gerekliliğini biliyorum. Oğlum 3 yaşında ve oldukça pozitif, çabuk iletişim kuran bir çocuk.Önümüzdeki sene bir eğitim kurumuna göndermeyi düşünüyorum, ancak eşimin okuldan çabuk bıkar diye bir endişesi var, anaokuluna ve sonra da okula gitmesini istiyor.Bu sene gözlemlediğim oğlumun sürekli arkadaş istemesi. Ben işten sonraki zamanımın büyük bir bölümünü ona ayırıyorum ve mümkün olduğunca değişik oyunlar ve faliyetler yapıyoruz ama acaba okula mı gitse fikri hep aklımda, bir uzman olarak fikirlerinizi paylaşırsanız çok sevineceğim, sevgiler…

CEVAP

Sevgili ilgili anne,
Böyle güzel sorular sormanız beni gerçekten mutlu ediyor, çünkü yazdığınız her satırda aslında çok çok önemli konulara değiniyorsunuz. Nerden başlasam ki… Öncelikle oğlunuzun eğitimi ile ilgili konuları eşinizle tartıştığınız için her ikinizi tebrik etmek istiyorum. Genellikle “Babalar çalışır, anneler de çocukları takip eder” gibi bir işbölümü söz konusu olur (toplumsal sınıf farkı olmadan inanın!). Oysa ki, çocuğun sadece eğitimi değil, onunla ilgili her gelişme her iki ebeveyni de ilgilendirir.
Eşinizin endişeleri pek çok anne babanın kafasını kurcalayan bir soru. Size çok kesin bir cevap vermek istiyorum: oğlunuzu mutlaka bir okul öncesi eğitim kurumuna gönderin! Şu anda 3 yaşında, demek ki seneye 4 yaşında olacak. Aslında siz kendiniz belirtmişsiniz sürekli arkadaş istemesini. Çok doğru bir gözlem, oğlunuz artık sosyalleşme sürecine girmiş durumda ve siz ne kadar onunla ilgili olursanız olun, o başkaları ile birlikte olmak isteyecektir. Bu nedenle, şimdi bile ona, kendi akran grubu ile karşılaşabileceği fırsatlar yaratmaya çalışmalısınız: çocuk parkına götürmek, komşu çocuklarla arkadaşlık veya aynı yaşta çocukları olan yakın akrabalara, arkadaş ailelere ziyaretler vb.
Okuldan kesinlikle bıkmayacaktır, tam tersine, okul ona çok, ama çok şeyler katacaktır. Ben zaman zaman eğitimci arkadaşlarımla sohbetlerimde okul öncesi eğitimin çocukların en mutlu oldukları okul süreci olduğunu söylerim. Buna gerçekten inanıyorum, çünkü biz yetişkinler, ne yazık ki, çocuklarımız büyüdükçe onların sırtına ne kadar çok yük yükleriz gibi bir yarışa giriyoruz sanki. Oysa ki, her şeyden önce okul çocuğun mutlu olacağı bir yer olmalıdır. Çocuk kendini iyi hissetmediği bir ortamda ne kalıcı bir öğrenme gelişir, ne de sosyal gelişimi olumlu ilerler. Bu nedenle eğitim kurumlarının, adı üstünde, eğitim kurumu, öğretim kısmı sonra gelir, bu noktayı ihmal etmemeleri gerektiği kanısındayım.
Size dönecek olursak, emin olun, okul öncesi eğitim süresince çocuğunuz sizin evde tek başınıza, ne kadar ehil olursanız olun, veremeyeceğiniz beceriler edinecektir: Bir grup içinde hareket etmeyi, başkaları ile birlikte olmanın kurallarını öğrenebilmeyi, duygularını ve düşüncelerini özgürce ve yaratıcı bir şekilde ifade edebilmeyi, farklı resim teknikleri ile resim yapmayı, şarkı söylemeyi vs. vs.
Avrupa Birliği’ne girmekten vs. bahsediyoruz. Bazı AB ülkelerinde okul öncesi kurumlara devam etme oranı yüzde yüze yakın. Yorum yapmıyorum.
Okul öncesi kuruma devam etmiş bir çocuğun ilköğretim sürecine geçişi de kesinlikle çok daha kolay ve yumuşak bir şekilde, okula başlama sendromu, yazıda zorlanma, sınıf kurallarına uyum vb. sorunlarını en alt düzeyde, neredeyse yaşamadan olmaktadır. Bu nedenle tekrar söylemek istiyorum: sevgili anne babalar çocuğunuzun mutlaka, ama mutlaka bir okul öncesi eğitim kurumuna devam etmesini sağlayınız!
Sahip olduğunuz imkanlara göre, bunu değerlendirebilirsiniz, ama unutmayın, bugün pek çok devlet okulu da bu hizmeti vermekte. Çevrenizde yapacağınız küçük bir araştırma bile bunu anlamak için yeterli olacaktır.
Oğlunuza birlikte nice mutluluklar dilerim.
Sorularınız aklınızdan, gülücükler yüzünüzden eksik olmasın!

 Creative Commons Atıf-Gayri Ticari-Aynı Lisansla Paylaş 4.0 Uluslararası Lisansı