ELMAS VE OLUŞUMU
Dünyada bazı şeyler insanoğlunun gözünde maddi ve manevi paha biçilemez bir değere sahiptir. Bu değerlerden bir tanesi de elmastır. Elmas milyarlarca yıldır yeryüzünün her türlü haline şahit olmuş değerli bir mücevherdir.
Dünya üzerinde en sert madde olarak sayılan elmas doğada çok nadir bulunmaktadır. Pırlantanın henüz işlenmemiş hali olarak adlandırılan elmasın yaşı dünya üzerinde beklide dinozorlardan da eskidir. Elmasın gökyüzündeki yıldızlardan bile daha eski olduğunu biliyor muydunuz? Elmasın uzun soluklu yolculuğu onun tüm özelliklerini almasına ve değerli bir hale gelmesine yardımcı olmuştur. Elmas yüksek ısının ve basıncın etkisi ile yerkabuğunun alt kısmında kristalleşmeye başlamıştır. Kristalleşen elmaslar yanardağ üzerinde bulunan volkanların yardımı ile yeryüzüne taşınmıştır. Doğanın içerisinde her türlü etkiye maruz kalan elmasın henüz bir bölümü bulunmuştur. Bu gizli ve değerli mücevheri insanlar yüzyıllardır bulmaya çalışmıştır.
Elmaslar insanlar tarafından nasıl bulunuyor ve yeri nasıl tespit ediliyor sorusu pek çok kişinin kafasını kurcalıyor olabilir. Dünya üzerinde ilk olarak elmas arayışı Hindistan bölgesinde başladı. Daha önceki zamanlarda insanlar kısıtlı imkânları kullanarak elmas arayışı içine giriyordu. Bugün gelişen teknoloji ile elmas arayışı kolaylaşsa da doğada az sayıda elmas bulunmaktadır. Bu değerli mücevher jeologlar tarafından dünyanın en soğuk ikliminden çöl iklimine kadar her yerde çıkarılmaktadır. Bir elmas ancak bir oda dolusu toprağın ayıklanması ile bulunuyor ve bulunan tek bir elmasın ufak parçaları mücevher haline dönüştürülebiliyor. Elması diğer mücevherlerden ayıran özelliği ise kesim işlemidir. Kesim işlemi sabır ve sevgi gerektiren bu mücevheri yüzyıllar öncesinde insanlar kesmeden bırakıyordu. Fakat 14. yüzyılda sanatkâr insanlar elmasın ışık saçması ve daha değerli görünebilmesi için farklı kesme yöntemleri aramaya başlamışlardır. O günden bu yana bulunan teknikler hala geliştirilmeye çalışılıyor. Geçmişte pek çok millet elmasa farklı anlamlar yüklemiş ve onun doğaüstü güçlerinin olduğuna inanmıştır. Hiçbir alet ile elmasın kesim işleminin yapılamaması ve üzerine ateş değse de tek bir iz dahi bırakmaması insanların kafasında soru işareti bırakarak hikâyeler yazdırmaya yönlendirmiştir.
Romalılar elmasları yıldızların birer parçası olarak adlandırırken Hintliler ise elmasın tüm kötülükleri ve talihsizlikleri dağıtan bir sihri olduğuna inanırdı. Diğer pek çok kültür de ise şifa taşı olarak adlandırılıyordu. Haliyle üzerine bu kadar anlam kondurulan bu taş insanların gözünde zaman geçtikçe daha değerli bir hale gelmiştir. Bu eşi benzeri olmayan değerli mücevher yüzyıllardır aşkı ve bağlılığı simgelemiş ve nişan, söz, evlilik gibi adımların göstergesi olarak kullanılmıştır. Elmas sahibi olan her insan kendini özel ve farklı hissetmiştir. Bunun sebebi ise hiçbir elmasın birbiri ile aynı olmamasıdır. Doğada her türlü renkte bulabileceğiniz elmasların en nadir bulunan rengi kırmızı elmaslardır. Kırmızı dışında birçok renge sahip olan bu değerli taşa sahip olmak isterseniz elinizde yüzyılları ve doğanın başlangıcından bugüne tek sırdaşını taşıdığınızı unutmamalısınız.