Özgür Bilgi Kanalı

Venedik: Dünyanın Yüzen Şehrine Hoş Geldiniz…

Venedik adının 10. yüzyıldan geldiği düşünülmektedir. Burada ilk yerleşim izleri 5. ve 6. yüzyıllara kadar gitmektedir. Roma İmparatorluğunun yıkılmasından sonra şehre barbar akınları olmuştur. Bu akınlar şehrin tarihindeki dönüm noktalarından biri sayılır. Kentin, şehir yaşamının Bizans dönemine rastladığı düşünülmektedir. Seyyahların dolaşırken buraya da uğrayarak lagünün üstünde küçük koloniler oluşturduğu düşünülmektedir. Zamanla burada bulunan koloniler büyüyerek şehir oluşumuna katkıda bulunmuşlardır. Şehri özgün ve ayrı kılan en önemli özelliği sular üzerine kurulmuş olmasıdır. Tahtalar Slovenya’dan getirilmiştir ve suda çürümemektedir. Yıllarca kullanılabilir. Bütün bunlara rağmen Venedik şehri gün gittikçe batmaktadır.
Dünyada ki en ilginç şehirlerden bir tanesi olan Venedik, bir lagün üstünde bulunmaktadır. Farklı belediyelerden oluşan büyük bir şehirdir. Su üstünde yüzen bu şehrin gondolları, kanalları ve romantik turları bütün dünyaca tanınmaktadır. Venedik’te araç trafiğine rastlayamazsınız çünkü şehirde her türlü ulaşım, kanallar yoluyla olmaktadır. Şehrin özel olmasında ki en önemli durum budur. Venedik’i Venedik yapan eserler 15 ve 16. yüzyıllarda yapılmıştır. Özelliklede Rönesans dönemi eserlerin etkileri şehrin her yerinde görülmektedir.
Gezilecek Yerler
Venedik şehri gezilecek yerler arasında dünyanın en güzel ve en turistik şehirlerinin başında gelmektedir. Şehrin sahip olduğu doğal güzelliklere merkezde yer alan köprüler, meydanlar, dini yapılar ve müzelerde eklenince her yıl milyonlarca turistin akınına uğramaktadır.
San Marco Meydanı
Dünya genelinde en güzel meydanlardan bir tanesi olarak bilinmektedir. Meydanda lüks kafeler ve markalar sizi bekliyor. Meydan, güvercinleri ile ün salmıştır. Güvercinler Kıbrıslı tüccarlar tarafından buraya hediye edilmiştir. Meydanda dikkat çeken en önemli yapılardan bir tanesi Dükler Sarayı ve San Marco Bazilikasıdır ve bunun biraz ilerisinde de saat kulesi bulunmaktadır. San Marco Meydanı Venedik Şehri’nin en alçak noktalarından biri sayılmaktadır. Bunun sonucu olarak özellikle Ekim ve Mart aylarında meydana gelen yüksek su dalgalarından dolayı ulaşım mümkün olmayabiliyor.
Tarihte değişik olaylara tanıklık etmiş bir meydan olan San Marco Meydanı’nda günümüzde çeşitli festivalleri, protestoları ve güvercinleri izleyebilirsiniz. Meydan, ilk olarak manastır bahçesi olarak düşünülmüştür ama daha sonra şehir dini ve politik bir merkez haline gelmiştir. Bu meydanda geçmiş ile bugün bir aradadır. Tarihi eserlerin yanında şık restoranlar, kafeler, oteller, banka ve dükkânları yan yana görebilirsiniz. Ünlü moda markalarını bu meydanda görmek sıradan olaylardan biridir.
San Marco Bazilikası
Venedik’te en çok ziyaret edilen ve dikkat çeken turistik yerlerden bir tanesidir. Bu büyük kilise bir Yunan haç binası üzerine yapılmıştır. Farklı ölçülerde beş tane kubbesi vardır ve kaliteli mozaiklerden yapılmıştır. Mozaikler altın yaldızlı Bizans mozaikleri olduğun için burası “ Altınlar Kilisesi “ olarak da bilinmektedir.
Burası 9. yüzyılda St. Mark Tapınağı olarak yapılmıştır. Burada Pala d’Oro, altın heykeller, harika cam ve eserleri büyük bir hayranlıkla seyredebilirsiniz. Bu eserler Venedik şehrinin mimari alanda ki muhteşemini ve gücünü gösterir. Yapı, Bizans mimarisinin en ünlü eserleri arasında yerini almıştır. Bazilikanın dış kısmı 3 bölümden oluşur. Alt kısımda beş kemerli mermer sütunlar varken, üst kısımda ilahiyat ve kardinal heykelleri ile savaşçı azizlerin heykelleri vardır. Orta kapının üst tarafında romanesk kabartılar görülür. Bazilika’ya çıkarak Venedik’in eşsiz manzarasını doyasıya seyredebilirsiniz.
Bazilika’nın içine girebilmek için uygun bir şekilde giyinmeniz gerekmektedir. Büyük çantalar veya sırt çantaları ile içeri girmenize izin verilmez. Video ve fotoğraf çekmek yasaktır. Ziyaret süresi 10 dakikadır.
Aziz Mark’ın Çan Kulesi
Venedik Şehri’nin en güzel yapılarındandır. Çan kulesinin yüksekliği 97 metredir. Buradan şehrin manzarasını ve San Marco Bazilikası’nın kubbelerini görebilirsiniz. Çan kulesinin yapımı 9. yüzyıla dayanmaktadır. Yapıldıktan sonra birkaç kez tekrar tamirden geçmiştir. Kule, 1902 yılında hiçbir neden yokken birden çökmüştür ama hemen ardından orijinal şeklinde tekrar inşa edilmiştir. İlk zamanlarda deniz ve atış kulesi olarak hizmet vermiştir. Bu yapıda da biraz eğiklik görülmektedir ama gerekli önlemler alınmıştır. San Marco Meydanı’nın köşesinde ve San Marco Bazilikası’nın yakınında olan çan kulesi 98,6 metre yüksekliğindedir. Şimdiki durumu 1912 yılında yapılan son halidir.
Büyük Kanal
Venedik Şehri’nde su trafiğinin yapıldığı ana hattır. Kanal, şehri S şeklinde sarmaktadır. Uzunluğu 3.800 metreyi bulan kanalın genişliği etrafındaki yapılar ve doğal koşullara göre 30 – 90 metre arasında değişmektedir. Derinlik ise aşağı yukarı 5 metreyi bulmaktadır. 13 – 18. yüzyıllarda yapılan kanalın etrafında 170 tane bina yer almaktadır. Bu binaların birçoğu Venedik’in zengin aileleri tarafından yaptırılmıştır. Kanalda trafik özel botlar, su otobüsleri, su taksileri veya bildiğimiz Venedik gondolları ile sağlanmaktadır. Bu ulaşım araçlarından en çok tercih edileni ise romantik bir hava veren gondollardır.
Nehrin üzerinde bulunan üç köprüde yaya trafiği bulunmaktadır. Bu tarihi köprülerin yanına bir de Calatrava adında bir köprü daha yapılmıştır. 15. yüzyılda mimari tarzda Gotik etkisi görülmektedir. Bu mimari tarza en güzel örnek Altın Ev’i gösterebiliriz. Bu dönemde renkler parlak, sütunlar ve arklar incedir. 16. ve 17. yüzyıla gelindiği zaman mimari eserlerde Barok stili etkisi görülmektedir. Bu dönemde oldukça fazla bina yapılmıştır. 18. yüzyıla gelindiği zaman bina yapımına son verilmiştir.
Rialto Köprüsü
Şehrin en ünlü köprüsü olan Rialto Köprüsü 16. yüzyılda Venedik’te düzenlenen bir yarışmada eski köprü yerine yapılmıştır. Köprü, 1591 yılında hizmete girmiştir. Uzun bir süre büyük kanal üstündeki yaya geçidi ile ulaşımın sağlandığı tek nokta olmuştur. Yapıldığı zaman köprü ticaret amaçlı kullanılmıştır. Köprü “ Venedik’in Arka Salonu “ olarak da bilinmektedir. Şehrin kalbinde bulunan köprü San Polo ile San Marco’yu birbirine bağlamaktadır. Venedik’in dört büyük köprüsünden sadece bir tanesidir.


Ahlar Köprüsü
Venedik’te bulunan ünlü köprülerden bir diğeridir. Köprünün bu isimle anılmasının sebebi ise; eski dönemlerde duruşmanın ardından mahkûm edilenlerin bu köprüden geçerek hapishaneye gitmesinden kaynaklanmasıdır. Köprüye bu ismi ünlü İngiliz şair Lord Byron vermiştir. Mahkûmların bu köprüden son bir kez geçerken iç geçirmeleri köprünün bu ismi almasına sebep olmuştur. Bunun yanında köprüde yer alan pencerelerden de küçük bir alan görülebilmektedir. Yerel bir söylentiye göre köprünün altında güneşin altında öpüşen çiftlerin aşklarının ölümsüz olduğu düşünülmektedir.
Venedik Şehri’nin en ünlü noktalarından birinde bulunan köprü, ülkenin kuzey bölümde yer alır. Yapımında beyaz kalker kullanılmıştır. Köprünün alt kısmında pencereler yer alır. Köprünün yapım tarihi 1602 olarak bilinmektedir.
Fondaco dei Turchi
Bizans stilinde yapılan ve şehrin en eski saraylarındadır. 13. yüzyılda yapılan saray ilk zamanlarda ileri gelen insanların ağırlandığı bir mekânmış. 18. ve 19. yüzyıllar arasında Venedik’te bulunan Osmanlı kişilerine ev sahipliği yapmıştır. Ondan sonra Türk tüccarlar ve Almanlar için ev, ambar ve pazar yeri olarak kullanılmıştır. 19. yüzyıl ortalarında saray oldukça kötü bir durumdayken 1860 – 1880 yılları arasında tekrar tamir edilmiştir. Tarih boyunca çeşitli şekillerde kullanılan saray günümüzde Doğa Tarihi Müzesi olarak kullanılmaktadır.
Palazzo Ducale
Venedik’in en çok ziyaret çeken saraylarından biri olan Palazzo Ducale Gotik mimari stiliyle inşa edilmiştir. Venedik Cumhuriyeti’nin yüksek yetkilisi Doge’nin oturduğu evdir. Saray ilk olarak 9. yüzyılda inşa edilmiştir. Hükümetin yönetimi bu yerden olmuştur. Saray, çıkan yangınlardan dolayı birçok defalar tamirattan geçmek zorunda kalmıştır.
Saray, 1923 yılında müzeye dönüştürülmüştür. Turistlerin en çok ziyaret ettiği noktalardan bir tanesidir. Gotik mimariye en güzel örnek Kâğıt Kapısı’dır. 15. yüzyılda yapılmıştır. Böyle bir adın verilmesinde ki amaç Doge’un emirlerinin buraya asıldığının düşünülmesinden kaynaklanır. Burada ziyaret sırasında Altın Merdiveni de görebilirsiniz. Düklerin odalarında ki sergiler gezilebilir. Gelen elçilerin kabul edildiği salon, önemli kararların alındığı yer ve toplantıların yapıldığı odayı ziyaret edebilirsiniz.
Santa Maria della Salute
Meryem Ana’ya ithaf edilen bu yapı 17. yüzyılda yapılmıştır. Venedik halkının üçte birinin vebadan dolayı öldüğü dönemde yapılan bu yapıya “ Veba Kiliseleri “ adı verilmiştir. 1630 yılında meydana gelen veba salgınından Venedik halkı çok kötü bir şekilde etkilenir. Bu olay üzerine Venedik Cumhuriyeti bir karar alarak bir kilise yapar ve bu kiliseyi Meryem Ana’ya ithaf eder. Kilise Barok mimari tarzında yapılmıştır.
Kilise, sekizgen şeklinde yapılmıştır ve inşa edilirken Aziz Mary’nin kaynak işaretleri temel alınmıştır. Santa Maria della Salute, Roma Katolik kilisesidir ve diğer ismi olan “ Salute “ adıyla bilinir. Kilise, büyük kanal ile San Marco bazilikası arasında bulunur. Kilise, şehrin simgelerin olan bir yapıdır. Ünlü ressam Tiziano’nun eserleri olan “ Kilisenin Doktorları ve Evangelistler “, David ve Goliath “, “ Abraham ve Isaac “ ve “Petecost “ çalışmalarını da görebilirsiniz.
Ca’d’Oro

  1. yüzyılda yapılan bu saray Gotik stilindedir. Sarayın bir zamanlar ön yüzünün altın kaplama ile kaplı olmasından dolayı buraya Altın Ev adı verilmiştir. Sarayda Bizans’a ait resim, heykel ve bronz işlerini görebilirsiniz. Sarayın birkaç balkonu da bulunmaktadır. Balkonların yer işlemelerinde kullanılan mozaikleri görebilirsiniz. 1428 – 1430 yılları arasında Contarini ailesi için yapılmıştır.

Frari Santa Maria Gloriosa Bazilikası
Kilise genel olarak Frari olarak bilinir. Venedik’in en büyük kiliselerinden biridir ve konumu küçük bazilikadır. 1250’de Fransiskanlara bir kilise yapmaları için toprak garanti edilmesine rağmen yapı 1338 yılına kadar tamamlanamamıştır. Bundan dolayı kilisenin yapımı bir yüzyıldan fazla zaman sürmüştür. Kilisenin çan kulesi San Marco’nun çanından sonra gelen ikinci uzun çan kulesidir.
Güzel bir yapı olan kilise tuğladan yapılmıştır ve Gotik mimari stili kullanılmıştır. Diğer kiliselerde olduğu gibi dış kısım oldukça düz yapılmıştır. İç kısım ise geç ortaçağ kilise tarzını yansıtmaktadır. Bu kilise bir cemaat kilisesidir.
Santa Maria dei Miracoli
Venedik Rönesans döneminden kalma bir kilise “ Mermer Kilise “ olarak da bilinmektedir. Mermerleri renklidir. Duş duvarında sütunlar kullanılmıştır ve yarı dairesel bir eğriliğe sahiptir. Dış yüzünde kullanılan dairesellik Milano’da bulunan Donato Bramante’nin kiliselerini anımsatmaktadır. İç mekânı oldukça ihtişamlı olan kilise, günümüzde düğünlerin yapıldığı bir mekândır.
Dükler Sarayı
900 yıl boyunca imparatorluğun ana merkezi olmuştur. Bu saray 9. yüzyılda Bizans stilinde şato olarak inşa edilmiştir. 500 yıl aradan sonra Gotik stili yeniden yapılmıştır. Sarayın dış tarafı beyaz ve açık pembe bezeler ile süslenmiştir. Yapıda oldukça fazla kemer bulunmaktadır. Yapının iç mekânında konsey toplantı salonları, düklere ait özel odalar ve mahkeme salonları bulunmaktadır. Yapı günümüzde birçok sergiye ev sahipliği yapmaktadır. 1603 yılında Barok tarzında yapılan bir taş köprü ile hapishaneye bağlanmaktadır. Bu köprünün ismi “ Ahlar Köprüsü “ olarak bilinir. Bunun yanında “ Son Nefes Köprüsü “ ve “ İç Çekiş Köprüsü “ olarak da bilinmektedir.
Gallerie dell’Accademia
Venedik’te bulunan ünlü bir sanat galerisidir.1750 yılında Accademia Köprüsü’nün altında kurulan bu yapının yapılış amacı şehri Floransa, Milano ve Bologna gibi resim sanat yeri haline getirmektir. Venedik Senatosu tarafından kurulan bu okul ressamlık, heykeltıraşlık ve mimarlık alanında hizmet veriyordu. Galeri içinde Venedikli ressamların 18. nci yüzyıla kadar olan eserleri sergilenmektedir.
Fenice Tiyatrosu
Venedik’te bulunan ve Avrupa’nın en önemli opera ve tiyatro binalarından biridir. Opera binasının ismi Feniks kuşundan gelmektedir. Tiyatro, 1792 yılında açıldıktan sonra birkaç kez yangın felaketi geçirmiştir. Bu ünlü tiyatro binası opera eserleri, tiyatro oyunları, baleler ve klasik müzik konserlerinin verildiği tiyatro binası olmuştur.1832 yılında çıkan bir yangında tiyatro binası tamamıyla kül oldu ve orijinaline sadık kalınarak tekrar inşa edildi. 1844 yılında ünlü İtalyan opera bestecisi Verdi’nin bazı opera eserleri burada temsil edildi. Tiyatro, 1996 yılında bir kundaklama olayından sonra tamamen yanıp kül olmuştur ama tekrar yapılmıştır.
Museo Correr

  1. ve 16. yüzyıla ait resim ve heykeller ile 18. yüzyıla ait tarihi objelerin sergilendiği müze Venedik şehrinde gezebileceğiniz en güzel yerlerden biridir. Müze, Venedik tarihine ithaf edilmiştir. Bunların yanında müze içinde eski olan kadın ayakkabıları koleksiyonunu ve 16. yüzyıla ait şehir haritalarını da burada görebilirsiniz. Müzenin yeri San Marco Meydanın da’dır.

Scuola Grande di San Rocco
San Rocco Kilisesi’nin yanında bulunmaktadır. Rönesans’tan kalma bir başyapıttır. Burada Tintoretto’nun elliden fazla eseri sergilenmektedir. Buradaki çalışmalar veba hastalığı ile mücadele eden San Rocco adına yapılmıştır. Eserler 1550 yılında yapılmıştır ve 23 yılda tamamlandığından hepsi ayrı bir başyapıttır. En önemli eser arasında ise “ Hz. İsa’nın Çarmıha Gerilmesi “ gelmektedir.
Ne Zaman Gidilir?
Venedik şehrinin havası ile ilgili kesin herhangi bir şey söylemek gerçekten zor bir durumdur. Çünkü yağmur şehrin hava durumunda oldukça etkili olan bir olaydır. Şehre en çok yağmur yağan zamanı kestirmek oldukça zordur. Yalnız yaz aylarında ve onu takip eden dönemlerde yağış oldukça fazladır. Yağışlardan dolayı şehrin su seviyesi de olumsuz bir şekilde etkilendiğinden gezi zamanı da bu durumdan etkilenmektedir. Kış dönemlerinde Venedik şehrinin altından geçen suyun miktarı artar. Bu durum Kasım – Mart dönemlerinde oldukça yoğun bir şekilde yaşanmaktadır. Yaz aylarının sıcaklık dereceleri genel olarak 25 derece olmaktadır. İlkbahar ve sonbahar dönemleri ılıman geçer ama kış aylarında oldukça soğuk günler olabilmektedir.
Venedik şehrini ziyaret etmek için her mevsim uygun olsa da en iyi ziyaret zamanı kış dönemi olarak bilinmektedir. Kış ayları en kuru geçen dönemdir. Bunun yanında turist yoğunluğu az olduğundan şehri rahatça gezebilirsiniz. Ocak ayı gezi için en çok tercih edilen bir aydır. Bu ayda hem hava şartları çok idealdir hem de turist yoğunluğu fazla değildir. Venedik şehrinde bütün yıl boyunca düzenlenen festival ve organizasyonlar bulunur. Şehri ziyaret etmek için en pahalı dönem yaz dönemidir. Ayrıca yaz aylarının oldukça sıcak olması ve konaklama yapılacak otellerde klima olmaması yaz dönemini olumsuz etkilemektedir.
Şehrin çok kalabalık olduğu, karnaval, festival ve yağışların arttığı zamanlar gezi için oldukça kötü zamanlardır. Yanınızda yağış için giysiler olsa bile yine de yağıştan nasibinizi alırsınız. Bunun yanında sivrisinek ısırmalarından enfeksiyonda kapma olasılığınız vardır. İklimin fazla soğuk ve sıcak olmadığı ilkbahar ve sonbahar ayları gezi için en uygun dönemler olarak bilinir. Kasım – Ocak ayları arasında geldiğiniz zaman şehirde sadece siz varmışsınız gibi bir hisse kapılabilirsiniz. Kış aylarında yağmur ve soğuyun yanında siste görülmektedir. Hava koşulları gün içinde değişiklikler gösterdiğinden yanınızda devamlı yedek giysiler bulundurmanız iyi olacaktır.
Venedik’e yapılacak olan geziler şehirde düzenlenen sosyal etkinlik ve kültürel aktiviteler ile de yakından ilgilidir. Şubat ayı sonu ile Mart ayı başlarında düzenlenen karnavallar turistlerin en çok ilgisini çeken olaylardır. Yalnız kalabalık yerleri istemiyorsanız bu dönemi es geçebilirsiniz. Yaz aylarında düzenlenen Venedik Film Festivali de oldukça fazla turist çekmektedir.
Konaklama
Venedik şehri insanın hayatında mutlaka bir kere olsun görmesi gereken muhteşem şehirlerden biridir. Farklı bir deneyim ve tatil istiyorsanız şehir içi ulaşımın teknelerle yapıldığı bu şehre mutlaka gitmelisiniz. Bu şehirde rüya gibi bir tatil yapabilirsiniz ama konaklama konusunda maalesef size iyi haberler veremeyeceğiz. Özellikle otel fiyatları oldukça yüksektir. Gezi sezonunda buraya gelmek gibi bir düşünceniz var ise rezervasyonunuzu erken yaptırmanızda fayda vardır. Yalnız erken rezervasyon yaptırsanız bile yine de pahalı bir tatil sizi bekliyor olacaktır. Venedik de merkeze uzak olan otellerin fiyatları biraz daha makuldür. Bu tür otellerin yakınlarında genelde tren istasyonları vardır. Ulaşım sorununuzu böyle çözebilirsiniz.
Neler Yapılır?
Venedik şehri sular üstüne kurulmuş muhteşem bir şehirdir. Bir lagün içinde 188 adacıktan oluşmuştur. Şehir, karaya dar bir yollar bağlanır ve 170 kanal ile bu kanalların birbirine bağlandığı 400 köprü vardır. Venedik şehrine ayak basınca yapılması gereken ilk şey gondol gezintisidir. Gondol geziniz sırasında 3800 metre uzunluğunda olan Büyük Kanal’dan geçersiniz. Kanalın her iki tarafında 12. ve 18. yüzyıldan kalma binalar vardır. San Marco Meydanı ülkenin en büyük meydanı olma özelliğine sahiptir. Şehrin mutlaka labirent sokaklarını dolaşmanızı tavsiye ederiz. Eğer şehirde 3 – 4 günlük bir zaman geçirecekseniz Burano ve Murano adalarına günü birlik gidebilirsiniz. Alışveriş yapmak ve fotoğraf çekmek için bu şehir bir cennettir. Tarih boyunca bir ticaret merkezi olan Venedik’te birçok müze ve tarihi mekân görülmeye değer. Dünyada ki en büyük Venedik sanat koleksiyonuna sahip olan Gallerie Dell’Accademia gerçekten görülmesi gereken bir yerdir.
Venedik şehri tam anlamıyla bir festivaller şehridir. Dünyaca ünlü olan Venedik Karnavalı Şubat ayı sonlarında kutlanmaktadır. Karnaval, 800 yıl önce kutlanmaya başlanılmıştır. Karnavalda kişiler maske takmaktadır. Maske takarak kişiler kimliklerini ve sosyal statülerini gizlemektedir. Böylelikle maske sayesinde kişiler birbirleri ile hiçbir engel olmadan kaynaşmaktadır. Nisan ayında San Marco Festivali kutlanır. Bu festivalde erkekler eşlerine ve sevgililerine çiçek alır. Mayıs ayının başlarında ortaçağ esintileri taşıyan ve geleneksel tiyatro ile müzik gösterilerinin yapıldığı festival bulunur. Yine Mayıs ayında 3000’den fazla insanın katıldığı kürek yarışları yapılır. Cellore bölgesinde Mayıs ayı içinde yerel şarap festivali düzenlenir. Haziran ayının 3. pazarında Carole bölgesinde geleneksel yelken yarışları düzenlenir.
Yemek
Venedik mutfağında hem İtalyan mutfağı yemeklerini hem de bu güne kadar etkilendiği yerlere ait yemekleri tadabilirsiniz. Yalnız Venedik şehrinin yemek kültürü ve kalitesi açısından daha az ve kötü olduğu kanısı vardır. Örnek vermek gerekirse; İtalyan pizzasının en kötü yapıldığı yer olarak Venedik şehri görülmektedir. Şehir, tarihi ve kültürel açıdan ne kadar zengin bir koleksiyon sunsa da yemek kültürü açısından fakir kalmaktadır.
Venedik mutfağında yemeklerde ağırlık balık ve sebzedir. Genellikle mevsim ürünleri kullanıldığı için yemekler lezzetli ve sağlıklıdır. İtalyanların milli yemeği olmuş olan makarnanın burada değişik şekillerini tadabilirsiniz. Balık ve deniz ürünleri ana yemeklerini oluşturmaktadır. Venedik şehrinde öğlen yemeği genel olarak ayakta yenilmektedir. Fiyatlarda oldukça fazla fark olduğundan kişiler yemekleri alıp çıkma seçeneğini tercih etmektedirler. Akşam yemeği özel olarak, kabul edilir. Akşam yemeği yenmeden önce kişiler “ Bacari “ adı verilen bir saatte buluşurlar ve akşam yemeğine kadar bir şeyler içerler. Bu akşam yemeğine bir giriş olarak kabul edilir. Venedik şehrinde yemek yemeğe karar verdiğiniz zaman menüde bulunan ağırlıklara lütfen dikkat ediniz. Şehirde Türk restoranı bulunmamaktadır.
Venedik şehri mutfağının yöresel yemeklerine gelirsek şehir birçok ünlü lezzete ev sahipliği yapmaktadır. Kuzey İtalya, Avusturya ve Slav ülkelerinin yemeklerini burada tadabilirsiniz. Sardalye balığının soğan, üzüm ve fıstıkla birlikte pişirildiği yemeği Sardee in Saor en ünlü yemekleri arasında yer almaktadır. Risotto da şehrin bir diğer ünlü yemeği arasındadır. Ana yemekler arasında şunları sayabiliriz. Pirinç ve bezelyeden yapılana Risi e Bisi, fasulye ve makarnadan oluşan Pasta e Fasioi, haşlanmış istiridyenin limon ve zeytinyağı ile süslendiği yemek Scampi alla Veneziana, soğanlı ciğer yemeği Fegato alla Veneziana, maydanoz ve zeytinyağı ile balığın pişirildiği yemek Bacala Mantecato, yengeç kızartması olan Moteche yemeklerini sayabiliriz. Tatlılardan; yumurta, şeker ve üzüm içerikli olan Pincia unlu mamulü, Tiramisu, kızartılmış küçük donutlar olan Frittella alla Veneziane şehrin yerel tatlısı arasında bulunmaktadır.
Alışveriş
Venedik şehri diğer Avrupa şehirleri içerinde alışverişte farklı seçenekler sunmaktadır. İtalya’nın birçok ülkesinde olduğu gibi bu şehirde de tasarım markasını ve ürünlerini bulabilirsiniz. Giyim ürünlerinin çeşitliliği arasında hediyelik eşya çeşitliliği de alışverişi zevkli kılmaktadır. Hediyelik eşyalar arasında göze çarpan ilk ürünler gondol temalı hediyelikler ile porselen maskelerdir. Şehirde vergi iadesi yoktur. Venedik şehrinde KDV, %21’dir ve satışlar dâhil olarak yapılır. Venedik şehrinde alışveriş yapacaksanız bazı konulara dikkat etmenizde fayda vardır. Örneğin; deri, giyim ve aksesuar almaya karar verdiyseniz bu ürünlerin fiyatlarının Roma ve Floransa şehirlerinden daha yüksek olabileceğini sakın unutmayın.
Venedik’te birçok mağaza cumartesi günleri ile pazartesi sabahı kapalıdır. Turistlerin daha yoğun olduğu yerlerde bulunan mağazalar haftanın her günü açıktırlar. Venedik’ten alabileceğiniz hediyelik eşyalar arasında ünlü Venedik maskeleri ilk sırada yer almaktadır. Çeşitli boylarda ve farklı boyutlarda olan bu maskelere turistler tarafından oldukça ilgi duyulmaktadır. En güzel antika eşyaları buradan alabilirsiniz. Buradan alabileceğiniz diğer bir güzel hediye ise camdan yapılmış biblolardır. Ayakkabı, giyim, kemer, çanta, cüzdan, ev eşyaları, kitaplar, profesyonel ve amatör sanatçıların yaptığı resim ve portreler, özgün ve modern çizgilerin yansıtıldığı takılar, karnavallarda kullanılan renkli elbise, kostüm, aksesuar ve maskeler alabileceğiniz hediyelik eşyalardır.
Eğlence
Venedik’te gece eğlenceye gideriz derseniz orada bir dakika durmanız gerekecek çünkü Venedik’te gece hayatı yoktur. Özellikle de San Marco yakının da hiç gece hayatı aramayın. Öğrencilerin toplanıp bir şeyler içtikleri Campo Santa Margherita diye bir meydan vardır. Bunların dışında ufak tefek barlar var ama gidilecek tek mekân olarak San Marco’nun yanında yer alan Hard Rock Cafe’yi söyleyebiliriz. Burada yemek yiyip, içki içip sohbet edebilirsiniz. Gazino tarzı eğlenceleri seviyorsanız o zaman Venedik Gazinosu’na gidebilirsiniz.
Ulaşım
Venedik’te ulaşım denildiği zaman akla ilk gelen gondollar olmaktadır. Venedik şehri bir lagün üzerinde bulunduğundan şehir içi ulaşım daha çok suyolları ile olmaktadır. Venedik’e ister şehir dışından isterseniz de ülke dışından gelin şehre vardıktan sonra yürümeniz veya en yakın su otobüsüne ya da taksisine binmeniz gerekmektedir. Venedik şehir içi ulaşımda fazla bir seçenek sunmuyor.
Şehre birçok havayolu şirketinin uçak seferleri vardır. Uçuşlar Venedik Marco Polo Havaalanı üzerinden gerçekleştirilmektedir. Marco Polo Havaalanı şehre 8 kilometre uzaklıkta ve kuzeyde kalmaktadır. Tren istasyonuna olan uzaklığı ise 12 kilometredir. Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşım ise deniz otobüsleri, otobüsler ve taksiler ile yapılmaktadır.
Tren ile ulaşım ülke içinde en sık kullanılan en rahat bir ulaşım aracıdır. Venedik’e ülke içinden olmak üzere birçok şehirden kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Yolculuklar 2 – 4 saat arasında değişmektedir. Venedik, kanal şehri olarak bilindiği için şehir içinde ulaşım araçları konusunda fazla bir alternatif bulunmuyor. Şehrin 170 kanalı ve 400 köprüsü olmasına rağmen ulaşımda bazen sorunlar yaşanmaktadır. Şehir yapısından dolayı merkezde otobüs, taksi ve araba gibi ulaşım araçları bulunmaz. Şehir merkezinde bir yere gidecekseniz yürümeye hazırlıklı olmalısınız. Gideceğiniz yer biraz uzak ise o zaman su botları ile su taksilerini kullanabilirsiniz.


Yemliha Toker
Profesyonel SEO Uzmanı ve E-ticaret uzmanıyım. https://yemlihatoker.com web adresim aracılığı ile SEO hakkında yanlış bilinen gerçekleri bildirmek ve SEO'yu öğrenmek isteyen herkese yardımcı olmaya çalışıyorum.